AK Parti döneminin en önemli icraatlarından biri, sistemin
askeri ağırlıktan arındırılması politikalarıdır.
Bu konuda (Yüksek Askeri İdare Mahkemesi, Genelkurmayın statüsü,
Genelkurmay-Milli Savunma Bakanlığı yetki ve rol dağılımı, milli
güvenlik tanımı, askeri harcamaların etkin denetimi) gibi geriye
kalan kimi ciddi tortulara rağmen, mevzuat açısından çok önemli bir
yol alınmıştır.
İdari açıdan da alınan yol da kayda değerdir. Yüksek Askeri
Şura'nın çalışma ve karar mekanizmasının asker egemen “teamüller”
yerine kanunun ruhuna uygun bir şekilde siyasi otorite-askeri
bürokrasi hiyerarşisine tabi kılınması bile bu konuda tek başına
yeterli bir örnektir.
Bu gelişmeler konusunda toplumsal mutabakat ve demokratik değerler
açısından meşruiyet tamdır.
Militarizmden arınma politikalarında aksak yan, yaptırım süreçleri
sırasında karşımıza çıktı.
2003-2004 yılları arası Sarıkız, Ayışığı gibi darbe hazırlıkları ya
da niyetleri, Çetin Doğan'ın bir darbe tatbikat şovuna çevirdiği
seminer, hükümete yönelik çeşitli andıçlar yargı önüne
çıkarıldı.
Ancak bu hukuki süreçler farklı niyetlere, arayışlara,
hesaplaşmalara, tasfiyelere alet edildiği, bu çerçevede sahte
belgelerle beslendiği, yanlış ve doğrunun iç içe sokulduğu oranda
bir skandala dönüştü.