Son yıllarda siyasetin ve demokrasinin güzergahını önemli ölçüde
şekillendiren konulardan birisi Kürt sorunu oldu.
Bugün öyle: Çözüm süreci yaşadığı tüm krizlere, iniş çıkışlara,
örselenmelere rağmen, hali hazırda seçim kampanyasında
araçsallaşmasına rağmen ülkenin hem geldiği nokta açısından hem
geleceği açısından belirleyici bir nitelik taşıyor.
Soruna çözüm arayışının öyküsü yeni değil.
Devlet açısından PKK isyanını dindirmek için Öcalan'la ilk temas
arayışlarının Özal döneminde başladığını, 28 Şubat günlerinde
askerlerle sürdüğünü biliyoruz.
İkinci evrede, çatışmaların yeniden alevlenmesi üzerine 2005-2008
yılları arasında örgütle temas kurulduğunu, enformel ilişkilerin
sürdürüldüğünü, 2008-2011 arasında ise Oslo süreci adı altında
kapalı bir görüşme döneminin yaşandığını da biliyoruz.
2012 sonu itibariyle bu kez daha şeffaf bir görüşme döneminin
başladığı, bunun kamouyuna çözüm süreci olarak deklare edildiği ve
hala sürdüğü de malum.