Türk demokrasisi büyük bir tehlike yaşadı ve henüz tüm riskler
atlatılmış değil.
Darbecilerin terkibinin, plan ve organizasyonun hafife
alınamayacağı, başarmanın, Erdoğan'a ulaşmanın, kimi birlikleri
arkalarından sürüklemelerinin eşiğinden döndükleri önümüzdeki
günlerde daha iyi anlaşılacak.
Anlaşılması gereken önemli, ama çok önemli bir husus daha var:
Türkiye bu keskin, öldürmeye, yok etmeye niyetli darbe girişimini
demokratik bir konsensüs sayesinde atlattı.
Basın, siyasi partiler, TBMM, Cumhurbaşkanlığı, hükümet, sabahın
erken saatlerinde ilk çıkışı yapan devlet kurumu olan Anayasa
Mahkemesi, İstanbul'daki 1. Ordu Komutanlığı bu demokratik
ittifakın unsurları oldular. Herbiri, demokrasiye sahip çıkma
bakımından hayati rol oynadı. Özellikle birliktelikleri geleceğe
dair bir umut ışığı oldu.
İki gündür gazetelerde çıkan küçüklü büyüklü yüzlerce haber
arasından şunu özellikle seçtim:
“Ankara Kazan'daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'ndan darbe girişiminde
kullanılan helikopter ve uçakların kalktığının duyulması üzerine,
yaklaşık 8 bin kişi, komutanlığın nizamiyesi önünde toplandı. Uçak
ve helikopterlerin uçuşlarını engellemek isteyen halk,
traktörleriyle taşıdıkları samanları pistin çevresinde ateşe verdi.
Görüş mesafesinin azalmasıyla uçakların iniş kalkışı
etkilendi…”