Ali Bayramoğlu Yeni Şafak Gazetesi

Erdoğan paradoksu...

Üst üste iki kez Ertuğrul Özkök'ün köşesine misafir oldum. Önceki gün, “13 yıldır demokratikleşmeden söz eden Ali Bayramoğlu, 13 yıl sonra bu noktaya nasıl geldiğimizi anlatmıyor”...

10 Mart 2016 | 9.505 okunma

Üst üste iki kez Ertuğrul Özkök'ün köşesine misafir oldum. Önceki gün, “13 yıldır demokratikleşmeden söz eden Ali Bayramoğlu, 13 yıl sonra bu noktaya nasıl geldiğimizi anlatmıyor” diyordu.
Özkök'le son 13 yıl içinde yaşananlar konusunda da, bugün gelinen nokta konusunda da aynı görüşte olduğumuzdan pek emin değilim.
Ama bunun pek önemi yok.
Gördüğüm şudur: Türkiye yakın tarihin de gösterdiği gibi hemen her zaman paradokslarla kuşatılmış, paradokslarla yol almıştır. Abdülhamit örneğini vermiştim bir ara. 1894-1896 Ermeni olayları sonrası “Kızıl Sultan” olarak anılmaya başlayan, istibdatla özdeşleştirilen, hafiye sistemiyle bürokraside keyfiliği ve kişiselleşmeyi besleyen Abdülhamit, modernleşme, kurumlaşma, hizmet, eğitim, reform çıtalarını, bugünleri etkileyecek çapta yükselten bir padişahtı. Abdülhamit bir “paradokstu”… Onun sürgüne gönderdiği Mithat Paşa da öyleydi. Mustafa Kemal, Menderes, Özal, zıt anlamları ve sonuçları olan tutum ve politikaları birarada temsil ettikleri oranda, “paradoks” tabirini fazlasıyla hak ederler.
AK Parti de bir paradoks halidir.
Erdoğan ise başlı başına bir paradokstur.
AK Parti aslında Türkiye'nin modernleşme öyküsünde ulaştığı yeni bir safhaya işaret eder. Bu, bir dönem toplumun “çevresi” kabul edilen aktörlerin iktidara geldiği, güç ve imkan açısından yer değiştirmelerin yaşandığı, siyasal merkezin yeniden yapılandığı bir safhadır. Bu zaman “diliminin sonu”nda varılan nokta ise, sosyolojik anlamda içerideki ve dışarıdaki iki büyük toplumsal kesim arasındaki eşitlenme hali, en azından eşitlenme eğilimidir. AK Parti'nin ana politikası, ülkenin kurucu modelini aşağıdan yukarıya, dışlananları oyuna sokarak, kendi temsil ettiği kitleleri iktidar kanallarına yaklaştırarak değiştirmekti. İstediğini önemli ölçüde başardı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kürt meselesi: Siyaset ve siyasetsizlik 09 Ocak 2025 | 266 Okunma İktidar pilavı daha çok su kaldırır… 04 Ocak 2025 | 404 Okunma 31 Mart 2019 seçimlerinin siyasi anlamı 20 Ocak 2019 | 12 Okunma Kürt sorununun neresindeyiz? 15 Aralık 2018 | 4.506 Okunma Türk siyasetine dair bir anahtar 14 Kasım 2018 | 6 Okunma