Devlet ve siyasi iktidar keskin. Kararlılık gösterisi kesin.
Yapılan her açıklama seferdeki komutan dilinde. Ve hedefte PKK'dan
çok HDP var.
Bu yaklaşım ve dil, sadece siyaset ve güvenlik cihazlarının yer
değiştirmesine işaret edip, kamuoyu nezdinde bu durumu doğrulamaya
çalışmıyor. Aynı zamanda güvenlik politikalarının siyaset
imkanlarını ve alanını kuşattığını, bunları daraltabileceğini
gösteriyor.
Bu, demokratik bir sistem için tehlikeli bir durumdur.
Çözüm sürecine son vererek, son verdiğinizi ilan ederek “bir
siyaset sayfası”nı kaparsınız. Seçilmiş bir siyasi partiyi,
liderini, mensuplarını terörle, terör örgütüyle tam eşleştirerek,
şiddetten onu sorumlu tuttuğunuz, hareket alanını sınırladığınız an
bir sayfayı değil, siyasete, dolayısıyla demokratik imkanlara dair
“bir kitabı” kapamış olursunuz, geri dönüşleri çok zor
kılarsınız.
Bu husus, içinde bulunduğumuz çatışma ortamında, kabahatin ve
sorumluluğun kimde olduğu, kusurların hangi oranda kime ait
bulunduğu meselesinden görece bağımsızıdır ve ondan daha
önemlidir.
Bir an için, hükümetin ithamlarında ve açıklamalarında tümüyle
haklı olduğunu varsayalım (ki dün örneklerini verdiğim tam öyle
değil, sorumluluk çeşitli biçimlerde taraflara dağılmış durumda),
şu sorular yine de ortada kalır: Bu yöntemle nereye varılmak
istenmektedir? Nereye varılacaktır?