Kürt meselesinin önünde iki temel tıkanıklık bulunuyor. Bu
sorunlar ne Türkiye'deki siyasi rejimin demokratik ya da otoriter
niteliğiyle ilgili ne de çatışmayı kimin başlattığı sorusuyla
sınırlı.
Bu iki sorun da yapısal nitelikli.
İlk sorun Kuzey Suriye'deki Türkiye'nin sınır boyunca uzanan Kürt
varlığının PKK'nın hamiliğinde siyasi bir üniteye dönüşme riskiyle
ilişkindir. Malum, Suriye Kürtleri Türkiye'nin 911 kilometrelik
sınır boyunda üç kanton halinde örgütlenmiş durumdalar. En Doğu'da
Irak'la komşu olan Cizire kantonu, Batı'da bittiği noktadan
Akdeniz'e sadece 30 km. uzaklıkta olan Afrin kantonu, ortada ise
Kobani kantonu bulunuyor. Kobani ve Afrin kantonları arasında ise
Cerablus hattı var, IŞİD tarafından kontrol ediliyor.
Cizire ve Kobani kantonu, aralarındaki ayrım hattı Tel Abyad'ın
düşmesinden sonra bir anlamda birleşti. Kantonların
birleşmeleri
Kürt hareketinin stratejisine ne denli uygunsa ve Kürtleri mutlu
ettiyse, Türkiye'nin duyarlılıklarına o denli ters ve Ankara'da
ciddi tepkiler yaratıyor.