Bölgede adeta bir dünya savaşı öncesi görüntü var.
Esat ve muhalif güçler arasındaki çatışma bir yana, bölgede askeri varlık gösteren tüm güçler, kağıt üzerinde IŞİD'le mücadele için Suriye'deler.
Ancak niyetler, askeri hamleler IŞİD'i gölgede, geride bırakıyor.
İran Esat'lı bir Suriye'yi garantiye almaya çalışıyor. Rusya Suriye'de kurduğu üslerle, yerleştirdiği füzelerle burayı bir ülke-üs haline çevirme peşinde. IŞİD'i ana mesele olarak gören Batı ülkeleri bu gelişmelerin derinliği karşısında kayıtsız kalamayacak bir noktaya ilerliyorlar. Körfez ülkeleri kaygılı bir bekleyiş içinde.
Sonuç olarak paylaşılacak bir enerji cennetine, stratejik değeri yüksek bir alana hücum eden edene.
Gerilim eksenleri de çoklu.
İran-Rusya ittifakı karşısında, özellikle Rus iddiaları karşısında Batı hattı var. Şii yayılmacılığı karşısında Sünni ülke ve güçler var. Tarihi bir fırsatla karşılaştıklarını düşünen Kürtler var. Şii yayılmacılığından ve Kürtlerin hesaplarından büyük rahatsızlık duyan, bir sonraki aşamayı hesaplayarak etkinlik alanını genişletmeye çalışan, Katar'a üs açan, Irak'taki askeri üslerini güçlendiren bir Türkiye var.
Peki ne olacak?