Gazeteci Ali Bayramoğlu “Kürt meselesi dün olduğu gibi bugün de siyasi düzen, dengeler ve gidişin belirleyici unsurudur” diyor. Türkiye çözüm sürecinin sona erdiği 2015 Temmuz’undan itibaren Kürt meselesinde içte ve dışta kuvvet ve asayiş politikalarıyla yol alıyor. Devlet ve hükümet bu politikalar ve kopuşun doğru, başarılı, sonuç verici olduğu kanaatinde. Peki öyle mi? İktidarın hedeflerine ve yöntemlerine oranla, en azından kendi beklentileri açısından sahaya bakıldığında ortada askeri bir başarı bulunduğu söylenebilir. Yeni teknolojik imkanlar, araçlar ve silahlar, hendek siyasetinin Kürtlerde ve kentlerde ters tepen sonuçları son üç yılda PKK’yı Türkiye’de iyice sıkıştırdı ve geriletti. Bunun yanında yasal Kürt temsilinin üzerine her düzeyde uygulanan baskıyla, yasal Kürt siyasi alanı daraltıldı, Kürt sorununun toplumsal algıda marjinalleşmesine yol açıldı. Görece bir başarı da Suriye’de elde edildi. Türkiye Zeytin Dalı ve Afrin askeri harekatlarıyla Suriye topraklarına girdi, Akdeniz’e ulaşacak Kürt kuşağının oluşmasını engelledi, PYD’yi Fırat’ın batısından doğusuna sürükledi. Ne var ki, bu durum madalyonun sadece bir yüzünü oluşturuyor. Diğer yüzde ise “öteki”nin başarısı var.