Her siyasi parti aday listeleri üzerinde kendi dokusundan gelen yeni isimlerle kendisini bir miktar beslemiş görünüyor.
Örnekler ortada: CHP'de sosyal demokrat akademisyen tazelenmesi, Alevi adaylar… HDP'de Celal Doğan, Dengir Mir Mehmet Fırat gibi istisnalar dışında sol örgütlere verilen kotalar ve Kürt hareketinden gelen Dilek Öcalan gibi isimler… AK Parti'de Taha Özhan, Ertan Aydın, Mücahit Arslan, Aydın Ünal, Adnan Boynukara gibi 3. nesil seçkinlerin varlığı…
Ancak bu durumun, partiler açısından sınırlı bir ağırlığa sahip olduğuna şüphe yok.
Partiler arası asıl ortak özellik, 2015 Haziran seçimlerine doğru aday listeleri çerçevesinde bir tür “konsolidasyon” tercihi yapmış olmalarıdır.
Nitekim listeler, kamuoyuna yönelik, yenilenme, değişim ve geleceğe dair iddia vaadi üzerine oturmuyor. Tersine, her siyasi parti kendi alanını tahkim etmek, tabi olduğu iç ve ülke dinamikleri etrafında hareket etmek yolunu benimsemiş görünüyor.
Bu çok şaşırtıcı değil…