Can Dündar ve Erdem Gül'le ilgili Anayasa Mahkemesi'nin verdiği
hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğine dair karar, hızla sonuç
verdi.
Bu iki gazeteci ilgili mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak
üzere serbest bırakıldılar. Bu sonuç, hem basın özgürlüğü, daha da
öte özgürlük üzerindeki baskı ve ağırlığın bir miktar hafiflemesi,
yaşadığımız sıkıntılı ve boğucu koşullarda hukuk gücünün, her şeye
rağmen varlığına ve özerkliğine işaret etmesi bakımından son derece
önemlidir ve değerlidir.
Karar siyasi ve özgürlüğe ilişkin ciddi damar tıkanıklığını açan,
demokrasiyi rahatlatan, organlar arasındaki mesafeyi dolaylı olarak
yeniden tanımlayan bir karardır.
Nitekim kararda dikkat çekici husus, mahkemenin tutuklanma
gerekçesiyle ilgili karar vermekle yetinmediği, iddianamenin
esasına ilişkin de olumsuz görüş belirtmesidir.
Dündar ve Gül'ün, Anayasanın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında
güvence altına alınan “kişi özgürlüğü ve güvenliği” haklarının
ihlali edildiğini söyleyen mahkeme, ayrıca Anayasanın 26. ve 28.
maddelerinde güvence altına alınan “ifade ve basın özgürlüklerinin”
de ihlal edildiğine hükmetmiş bulunuyor.