MHP'de yaşananlar sadece ülkücü camiayı ilgilendirmiyor.
AK Parti'nin 22 Mayıs kongresinden sonra, Erdoğan'ın beklediği ve
istediği nitelikte yeni bir anayasa metni hazırlayıp, Meclis'te 330
milletvekilini ve referandumu hedefleyecek olması, MHP'yi bu
niyetin ve arayışın bir parçası kılıyor.
AK Parti'nin 317 milletvekili var, 330'a ulaşması için destek
alabileceği tek adres şüphe yok ki MHP. Bu destek, iki parti
arasında metin üzerinde bir uzlaşmayla mı oluşur yoksa MHP'nin
içindeki sarsıntı 10-15 milletvekilini AK Parti'yle birlikte
davranmaya mı sürükler, bilmiyoruz.
Ancak referandum seçeneği için tek ihtimal, MHP'den AK Parti'ye
destek gelmesidir.
AK Parti için mevcut koşullarda bu desteği elde etmek imkansız
değildir.
MHP lideri Bahçeli bu açıdan değişen, değişken açıklamalar yapıyor.
“AK Parti'ye verdikleri fiili desteğin hukuki bir niteliğe
bürünebileceğini” söyleyerek, akla türlü ihtimalleri, örneğin bir
“anayasa koalisyonu” fikrini getirirken, hükümeti ve hükümetin
anayasal önerilerini eleştirmeye devam ediyor.
Bugün grup konuşmasında yaptığı gibi bir yandan “istikrar için
(terörle mücadeleyi merkeze koyuyor) AK Parti'ye destek gerekliyse
veririz” derken, diğer yandan “ancak onunla aynılaşmayız,
eleştirmeye devam ederiz” vurgusunu yapıyor. Bir taraftan
“başkanlığa mesafeliyiz” diyor, öte taraftan “ancak yeni bir
sisteme gerek varsa, devletin yeniden tanımında milletin tamamı
'tamam' diyorsa ancak o zaman ne konuşulacaksa konuşulur…” diye
eklemekten geri kalmıyor.