Seçim sonuçları, partilerin oy oranları, inen ve yükselen siyasi
eğilimler Türkiye'nin uzunca bir süre tek parti çoğunluğuyla
yönetilemeyeceğini gösteriyor.
AK Parti'nin ve cumhurbaşkanın erken seçimi tercih etme ve bunu
zorlama şansı elbette var. Ancak AK Parti yüzde 43 civarında bir oy
alsaydı, “istikrar mı istikarsızlık mı dileması” üzerinden bir
zorlama ve oy toplama şansı daha gerçekçi olurdu. Yüzde 40'lık
düşük oy oranı bizce buna müsade etmeyecektir. AK Partili kurmaylar
da 20'ye yakın milletvekili açığını ve yüzde 5-6 oy, farkını mevcut
siyasi ortamda kapamayacakları değerlendirmesi yapabilirler.
Bu durumda tartışılacak ve tartışılmaya başlayan asıl formül bir
koalisyon hükümetine ilişkindir.
Koalisyon ihtimali ve alternatifleriyle ilgili öre çıkan üç mesele
var.
Birincisi Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı pratiği, taraflı bir
cumhurbaşkanı modelini fiilen uygulamasıyla ilgilidir. AK Parti'yle
koalisyona girişecek siyasi parti ya da partilerin (HDP bu
alternatifi reddeden bir angajmana girdiğine göre CHP ya da MHP) ön
koşulu şüphe yok ki, (seçim kampanyasındaki tavırları da dikkate
alınırsa) Erdoğan'ın anayasanın tarif ettiği sınırlar ve mevcut
teammüller içinde hareket etmesi olacaktır. AK Partili koalisyon
formüllerinin önündeki aşılması gereken temel sorun budur. Ancak bu
Erdoğan'ın geri adım atmasıyla çözülebilir bir sorunudur. Çözümü
cumhurbaşkanın tavrına, Davutoğlu'yla görüşmesinin sonuçlarına ve
parti içi değerlendirmelere bağlıdır.