Ali Bayramoğlu Yeni Şafak Gazetesi

Siyasi kader...

Türk siyasi hayatının, ataerkil kültür geleneğinin bir tür kaderidir. Önce kuvvetli bir toplumsal dalga, bir değişim dışa vurur, siyaseti, siyasetçiyi kuşatır. Toplumsal meşruiyetin en hakiki, canlı olduğu...

13 Nisan 2016 | 410 okunma

Türk siyasi hayatının, ataerkil kültür geleneğinin bir tür kaderidir. Önce kuvvetli bir toplumsal dalga, bir değişim dışa vurur, siyaseti, siyasetçiyi kuşatır. Toplumsal meşruiyetin en hakiki, canlı olduğu anlardır bunlar. 1950, 1974, 2002 bu açıdan ilk akla gelen tarihlerdir.
Ardından başka bir dönem başlar. Siyaset ve siyasetçi kuşatılmaktan çıkıp, içinden doğduğu toplumu kendisiyle özdeş sanmaya başlar, bu kez siyaset toplumu kuşatacaktır. Siyasetçi toplumu avucunun içine alıp, hapseder. Toplumsal meşruiyetin mekanik, donuk ve cansız olduğu bir evredir bu.
Bu evre sonunda her yerde, her kampta, iktidarda, muhalefette “tek doğru hükümranlığı”nın filizlenmesiyle siyasette ve düşüncede ibre sıfır noktasına yaklaşır.
Bugün kendisine liberal sıfatını uygun gören kesimde, keskin, tek boyutlu, toplum körü bir tutumla aforozun, keskin inancın, cemaatçilik ve tahakkümün, “etik değer ilan edilmesi”nde, demokratlık ölçüsü sanılmasında olduğu gibi…
Bugün muhafazakar kesimde “itaat ile siyaset” ilişkisinin toplumsal meşruiyet iddiası üzerinden mutlaklaşmasında olduğu gibi…

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kürt meselesi: Siyaset ve siyasetsizlik 09 Ocak 2025 | 263 Okunma İktidar pilavı daha çok su kaldırır… 04 Ocak 2025 | 404 Okunma 31 Mart 2019 seçimlerinin siyasi anlamı 20 Ocak 2019 | 12 Okunma Kürt sorununun neresindeyiz? 15 Aralık 2018 | 4.506 Okunma Türk siyasetine dair bir anahtar 14 Kasım 2018 | 6 Okunma