Siyasi bir rejimin niteliğine önemli kanıtlardan birisi yargının
özgürlükler alanına yönelik tutumudur. Yargıç yorumlarında devlet
karşısında bireyin, güvenlik karşısında özgürlüğün, siyaset
karşısında hukukun güç kaybetmesi, rejimde otoriterleşme eğilimine
işaret eder.
Türkiye son dönemde böyle bir rotada seyrediyor.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün yaptıkları bir haber dolayısıyla
tutuklanmaları ve tutuklanma gerekçeleri bu duruma yeni, açık ve
vahim bir örnek oluşturuyor.
Dündar bu ülkenin önde gelen muhalefet gazetelerinden birisinin
tanınan, bilinen yayın yönetmeni. Gül ise o gazetenin Ankara
temsilcisi.
Suç nesnesi ise bir haber. MİT TIR'larına ilişkin görüntüler...
Yargı bu haberi ve yayınını, gerçeği yansıttığını düşünmemesine
rağmen (bakınız başsavcılık açıklaması), "silahlı terör örgütüne
yardım" (yani paralel yapıya) , "devletin gizli kalması gereken
bilgilerini açıklama", "siyasal ve askeri casusluk". olarak
değerlendirdi.
TIR öyküsünün, malum, birbirinin üstünü örtemeyecek iki boyutu var.
İlki Bu TIR'lar kime ne götürüyorlardı tartışmasıyla ilgili.
İkincisi cemaatin hükümete kurduğu pusu tartışmasına ilişkin.