Türkiye'nin korktuğu başına geliyor. Suriye'den kopup gelen yeni
göçmen dalgası, 10 binlerce insanı sınır kapılarına yığmış
durumda.
Sayısı 3 milyon sınırına dayanan mülteci akımını Türkiye'nin nasıl
göğüsleyeceği başlı başına bir sorun.
Göğüsleme sadece bu kişileri yasal statü altına alma, kamplara
yerleştirme, Batı ülkelerine geçişlerini organize etme, tüm
bunların insani, siyasi, mali bedellerinden oluşmuyor.
Kontrolsüz kitlesel geçişlerin içerdiği tuzaklar ortada. Bu
tuzaklar, güvenlik ve istihbaratla ilgili enerjisini Güneydoğu'ya
hasretmiş Türkiye için büyük bir risk oluşturuyor. Radikal
örgütlerin yeni yapılanmaları, yeni eylemlerine kapı açıyor, açık
geçiş yolları şeklinde bir faturaya dönüşüyor.
Göç dalgası Türkiye'deki adım adım, yerleşik kültürün uzak olduğu
bir duyguyu, “yabancı sevmeme ve yabancıyı itme” duygusunu
besliyor. Bununla ilgili pek çok olay yaşandı ve yaşanıyor.
İleriye dönük, büyük toplumsal sorun öbeğiyle karşı karşıya
kalınıyor. Ülkede yeni bir kültürel azınlık grubunun oluşumu, bunun
entegrasyon sorunları Türkiye'yi önümüzdeki yıllarda ciddi olarak
meşgul edeceğe benziyor.
Sanırım 1 yıl kadar önceydi. Üst düzey bir devlet yetkilisi
gazetecilere verdiği brifingte, “Suriye'nin kuzeybatı bölgesinin,
Halep ve civarının ciddi bir nüfus yoğunluğu içerdiğini, IŞİD ya da
Esad'ın bu bölgeye yapacağı saldırıların önüne geçmek gerektiğini,
aksi halde patlayacak göç dalgasının Türkiye'nin taşıyamayacağı bir
çapta olduğunu” söylüyordu. Ve bu muhtemel durumu, ulusal güvenlik
ve tehdit açısından ön sıralara koyuyordu.
Türkiye, 2015 kış ve baharında uluslararası koalisyon ve
muhaliflerle yaptığı işbirliği üzerinden Harcele-Mara hattının
tutulmasına katkıda bulunarak IŞİD'in Batı'ya geçişini engellemiş,
güvenli bölge tezlerini, sadece Kürt koridoru riski açısından
değil, bu çerçevede de dile getirmişti.
Ancak Rusya'nın oyuna girmesi, askeri gücünü IŞİD'ten çok
kuzeybatı'da muhalefeti kırmak ve Esad'a yol açmak istikametinde
kullanınca, göçmen dalgası engellenemez hale geldi. Ve kapımıza
binlerce insan geldi.
Şu ana kadar 300 bin insanı kırmış Esad rejimi ve ordusundan kaçış
kadar doğal ve insani bir durum yok.