Kulaklar aşinadır:
“… Türkiyemiz kuşatılıyor, milletimiz yargılanıyor, üniter yapı sarsılıyor, değerlerimiz tartışılıyor, tarihimiz sorgulanıyor, beraberliğimiz parçalanıyor, vatanımız hançerleniyor…”
Sözler Bahçeli'nin 2006 MHP Kurultay konuşmasından...
Bu, aslında, dünden bugüne, kendisini biteviye tekrar eden, kâh askerin, kâh CHP'nin, kâh MHP'nin, kâh AK Parti'nin diline pelesenk olmuş, her birinde türlü ve farklı biçimler alan bir “siyasi tını”dır.
Ülkedeki her gerilimi, her sıkıntıyı, her sorunu dış kaynaklı planlarla, Türkiye'ye, Türk milletine, onun değerlerine karşı planlı ve sistemli saldırılarla açıklayan, her soruyu, sorguyu, eleştiriyi bunlarla özdeşleştiren “tehdit, tehlike, dış düşman bağımlılığı”nın tınısı...
Bir dönem asker, Kemalist gruplar, geleneksel sol tarafından Sevr paranoyasıyla dışa vuran, Kuvayı Milliye çağrılarıyla, Ali Kemal, Damat Ferit Paşa benzetmeleriyle, iç düşmana karşı sürekli teyakkuz şiarlarıyla aşina olduğumuz bu tını, bugün, “üst akıl”, “Batı kuşatması”, “Türkiye'yi bölme ve zayıflatma planları” gibi tabirlerle kendisini muhafazakâr kesimde gösteriyor.