25 Mayıs 1983’te ötelere kanatlanan Şair Necip Fazıl:
“Ölüm güzel şey, perde arkasından haber,
Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?” demişti.
Evliya şair Yunus Emre, ölümü “Yüce Dost”a gidiş olarak nitelemişti:
“Sala verile kastımıza
Gider olduk “Dost”umuza,
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun!”diyerek.
Ölüm büyük buluşma Necip Fazıl’a göre:
“Büyük randevu, bilsem nerede, saat kaçta?
Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta…”
Bediüzzaman Said Nursi, ölüm fani dünyadan baki âleme hicrettir, der.
Gazetemizin genel yayın yönetmeni Kadir Demirel, o kadife gibi yumuşak sesli, melek gibi güzel huylu insan, beklenmedik bir anda son yolculuğa yürüyüverdi.
Beklemiyordum.
Aziz dostum Prof. Sefa Saygılı, telefon edip, “Kadir Demirel rahmet-i Rahman’a kavuşmuş, televizyonlar alt yazı geçiyor, haberin var mı?” deyince afalladım. Yaşı benden küçüktü, gazetedeki unvanı benden büyük.
Ölünecek yaşa geldiğimi bir kere daha anladım.
Yeni Şafak’tan emekli olduktan sonra Akit’te çalışmaya başlamıştı. Hasan Karakaya rahmetli olunca da genel yayın yönetmeni olmuştu.