Kudüs’te Mescid-i Aksa’yı ziyaret edip dönen lise öğrencisi Merve Mahitaboğlu, kitaplarını okuyarak İslami şuur kazandığı hocası Abdullah Yıldız’a dokunaklı ve duygulu bir mektup yazmış. Ürpermeden okumak mümkün değil:
“Hocam, mabedimiz kan ağlıyor. Duymak ve yaşamak arasındaki farkı bellemiş bir kardeşiniz olarak basın açıklaması yaparak, kınayarak, mitingler yapılarak çözülemeyecek bir meseleden bahsediyorum. Daha fazla bir şey yapın…”
Bir okuyucumun paylaştığı video daha vahim ve daha etkileyici. Terörist İsrail askerleri tam teçhizat giyinmişler, ellerinden otomatik silahlar. İki Filistinli’ye diz çöktürmüşler, tehdit ediyorlar. Filistinlilerden biri yaşlı ve zavallı bir adam, yalvarıyor, yalvarıyor, yalvarıyor... Belli ki karşısındaki taşlaşmış kalpte merhamet uyandırabileceğini zannediyor.
Derken silah sesleri duyuluyor ve genç Filistinli vuruluyor, yere seriliyor. İhtiyar yalvarmaya devam ediyor. Genç Filistinliye ikinci bir kurşun sıkıyorlar… Vücut acıyla hopluyor, Filistinli sağa sola dönüyor, yüzüstü uzanıyor. Bir kurşun daha, bir kurşun daha…
İhtiyar yalvarmaya devam ederken otomatik silah patlıyor ve ihtiyar yere seriliyor, yerdeki zavallıya bir kurşun daha, bir daha, bir daha…