“Eskişehir Sarıcakaya İmam Hatip Lisesinde meslek hayatıma başladım. Heyecan ve korku dolu bir yürekle okula gittim. Nasıl yapacağım, başarabilecek miyim? Onlarca soru kafamda.
Mesleki bilgimin yeterli olmadığını biliyordum ama bir idealim vardı, hedefim büyüktü, iyi gençler yetiştirmek için her şeyi göze alacaktım.
Bana diğer öğretmenlerin gözden çıkardığı sınıflar verilmişti. Problemli öğrencilere ders anlatacaktım. 11. D’nin sınıf öğretmeniydim. Vur patlasın çal oynasın, laf anlamaz söz dinlemez bir sınıf. Birkaç kişi hariç hiçbirinin dersler umurunda değil. Sınıfla nasıl başa çıkacaktım? Hayta sınıfın öğretmeni olduğumu duyan öğretmenler, acıyan gözlerle bakıyor, Allah yardımcın olsun, diyorlardı.
Sınıfla başa çıkmayı kafama koydum, öğrencilerle yakından ilgilenecek ve onları adam edecektim. Öğretmendim, görevim öğrencileri eğitmek, onları bilgili, kültürlü ve insani duygularla bezenmiş, iyi birer insan olarak yetiştirmekti. “Bunu yapmalıyım çünkü ben bir...