Hülya Avşar’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Huber Köşkü’nde verdiği iftara dekolte bir kıyafetle katılması anında sosyal medyanın gündemine oturdu. #HülyaAvşarDekolteniKapat hastagh’i Twitter’da TT oldu ve uzun sürede zirvede kaldı.
Sosyal medya kullanıcıları, her konuda olduğu gibi Avşar’ın dekoltesinde de ikiye bölündü.
Avşar’ın iftara dekolte bir kıyafetle gitmesine karşı çıkanlar sadece görüşlerini yazmakla yetinmedi. Photoshop bile yaptılar Avşar’a...
Kimi Avşar’ın dekoltesini blurladı, kimi kocaman siyah bantla kapattı... Fotomontajla Avşar’a başörtü yapanlar bile oldu...
Aynı davete boğazı kapalı beyaz bir kıyafetle katılan Ajda Pekkan da bu kitleden nasibini aldı.
Avşar’ın dekoltesini eleştirenler Ajda Pekkan’ın kıyafeti için “Hacdan yeni dönmüş gibiydi” diye yazdı.
İsteyen türban takar, isteyen dekolte girer, kime ne?
DENİZ SEKİ’YE ORANLA CEZA DEĞİL, ÖDÜL BU!
Evi ve kayıtlı bir adresi olmayan bir sanığı hâkimin, “ev hapsi”ne mahkûm etmesi günlerdir medyanın gündeminde...
Çünkü haber ilginç...
Ev hapsi cezasını Kadıköy Söğütlüçeşme’deki parkta çeken 31 yaşındaki Barış Alkan, hangi suçtan çıktı yargı karşısına?
Uyuşturucu kullanmak ve satmaktan...
Savcının tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk ettiği sanığı hâkimin “adli kontrol tedbiri”yle serbest bırakması daha ilginç değil mi?
Deniz Seki’nin “uyuşturucu satmak”tan değil, “tedarik”ten 6 yıl 3 ay hapis cezası alıp, 3 yıl 2 ay (1.152 gün) hapis yattığı bir ülkede bu sanığa hâkimin verdiği ceza değil, ödül sayılmalı. Oldu olacak bari mahkeme, cezasını çekeceği bir de ev bulsaydı sanığa!
Devlet, böyle mi kurtaracak insanları uyuşturucu batağından?
“Daha yargılama bitmedi” diyenler olabilir.
Doğrudur...
Amma ve lakin Seki, gözaltına alındıktan sonra, tutuklanmış ve ilk duruşmada serbest kalmış, cezası kesinleşince de tekrar hapse girmişti.
Seki’nin yaptığını tasvip etmiyorum.
Benim itirazım, aynı suça farklı ceza uygulanmasına...