Televizyondan sinemaya geçiş yapan Adem Kılıç, yapımcı ve
yönetmen olarak yedi yılda altı film çekti. ‘Sümela’nın Şifresi’ni
çözerek işe başladı, ardından ‘Moskova’nın Şifresi’, ‘Oflu Hoca’nın
Şifresi’, ‘Sümela’nın Şifresi 3’ ve ‘Oflu Hoca’nın Şifresi 2’
geldi. Kılıç’ın ‘şifre’ çözdüğü beş filmini sinemalarda 3 milyon
484 bin kişi izledi. Filmleri TV’lerde sıkça yayınlanan ve iyi
reyting alan Kılıç, ‘Oflu Hoca’yı bu kez deplasmana çıkardı.
Kulüp Başkanı Oflu Hoca’nın, futbolcu bakmak için
gittiği Trakya’da yaşadıklarını anlatan filmin galası,
çekildiği Lüleburgaz’da yapıldı. ‘Oflu Hoca Trakya’da’
filminin ilk kez seyirciyle buluştuğu gala sonrası Kılıç’la
televizyon ve sinema serüvenini konuştuk.
- TV’den sinemaya geçiş yapmanın sebepleri neler?
Artık televizyon diye bir mecra kalmadı neredeyse! Çünkü bütün
yayın prototipleri dizilerle dolu. Bizim dönemimizde TV
denilince, stüdyo programları ve çeşitlilik ön plandaydı.
Yarışmalar, eğlence, şov, haber,
tartışma, spor, sağlık programları, çocuk ve kadın
kuşakları vardı. Süreler ise uluslararası standartlardaydı. Şimdi
120 dakikalık diziler, onların önünde özetleri ve prime time
bitiyor. 40 yılını bu mesleğe vermiş bir insan olarak söylüyorum:
Elbette dizi de olmalı, ama program çeşitliliği olmadan olmaz.
Dizilerin uzunluğu insanların aile hayatlarını olumsuz etkiler hale
geldi. RTÜK bu duruma el koymalı. Dizi sürelerini
dramalarda
45, komedilerde 35 dakikaya çekmeli. Bu olursa, o zaman
tekrar televizyon yapımı
düşünebilirim. Sinemanın en ayrıcalıklı tarafı özgürlük