Türk Sineması’nın aktörü olarak gittiği yurt dışından akademisyen dönen, Türkiye’de çevreciliğin ç’si konuşulmazken bu yola baş koyan Ediz Hun’un yaşamı kitap oldu. Rıza Oylum’un nehir söyleşi kitabı “Film Gibi Geçti”de Ediz Hun’un sadece Yeşilçam yılları yok... Kitapta sanatçının Cihangir’de başlayıp Norveç’e uzanan eğitim, akademisyenlik, milletvekilliği ve de oyunculuk hayatından ölen ya da yaşayan sanatçı dostlarına kadar birçok konuda anlattıkları var. Ediz Hun’un yılların oyuncusu olarak Türk Sineması, eski bir siyasetçi olarak Türkiye ve akademisyen sıfatıyla yıllarca dersini verdiği çevre adına söyledikleri elbette ki değerli... Sanatçının bu sıfatlarının yanı sıra doğduğu Cihangir, çocukluk ve gençliğinin geçtiği Beyoğlu’nda tanıklık ettiği 6-7 Eylül olaylarına dair anlattıkları önemli... Ediz Hun’un kitapta yedi sayfada anlattıklarından aktaracaklarım şunlar: 6-7 Eylül olayları yaşandığında Ediz Hun, 15 yaşındaydı. Anne ve babasıyla Ada Palas Apartmanı’nın birinci katında oturuyorlardı. Sinemadan geldikleri bir gece yarısı 20-30 kişilik bir grup, ellerindeki sopalar ve kazmalarla apartmanlarının altındaki Bay Petro’nun camlarını kırdı, panjurları kaldırıp, içeri daldı....