“8.10.2018 tarihinde ATV’de başlayan ‘Can Kırıkları’ dizisinin ilk
bölümü ilk sahnesinde; okul dönüşü gece saatlerinde dolmuşa müşteri
olarak binen iki genç kızın dolmuş şoförü ile muavini tarafından
tecavüz teşebbüsüne maruz kalması gösterilmiş olup, bahsi geçen
sahnede, dolmuş şoförü iki genç kızın bindiği dolmuşu ormana doğru
sürmüş, ormanda kızları muavin arkadaşıyla birlikte darp etmiş,
kızlardan birinin boğazına bıçak dayamış, yoldan geçen bir arabanın
olayı merak ederek durması üzerine kızları tehdit ederek susturmuş,
dolmuş şoförü, müşteri olan kızlardan birine, ‘İşini bitireyim
geberteceğim seni’ diyerek onu öldürmekte tehdit etmiş ve sahnenin
devamında kızlar, dolmuşçu ve muavinin tecavüz teşebbüsüne maruz
kalmıştır.”
‘İtibarımız zedelendi’
736 karakterli tek cümleyi okurken, nefes darlığı geçirmiş
olabilirsiniz. Kusura bakmayın. Çünkü mahkeme zaptını noktasına,
virgülüne dokunmadan alıntıladım.
Dizide şehir ismi belirtilmediği halde Türkiye’deki onca dolmuşçu
varken niye Sincan Kamyoncular Minibüsçüler Şoförler Esnaf
Odası’nın bu sahneyi manevi tazminat konusu yaptığına gelince, işte
gerekçe:
Dolmuş şoförlerinin, “Vatandaşın en küçük bir sorununda yardıma
koşan, yeri geldiğinde hastaneye yetiştiren, fakiri ücretsiz
taşıyan, yolda kalana yardım edenlerden oluştuğuna dikkat çekilen
dava gerekçesinde, şöyle de bir vurgu bile var:
“Ayrıca 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminde birçok gaziyi
hastanelere taşıyanlar yine dolmuş şoförleridir.”
Olay bütün çıplaklığıyla ortada, gerek var mı yoruma?
İZZET ÇAPA’NIN
ANILARI ŞAŞIRTTI
İstanbul gece hayatında bir dizi yer açıp, popüler yapan ama
yarattığı markaları yaşatamayan işletmeci İzzet Çapa, ‘En Çok Ben
Eğlendim’ adlı bir kitap çıkardı.
Destek Yayınevi’nden çıkan kitapta Çapa, kendini anlattı.
Düşündüğünü söylemekten çekinmeyen biri olarak gördüğüm Çapa,
yazdıklarıyla yanıltmadı beni. Çünkü aile geçmişini, annesi, babası
ve abisi Celal Çapa’yla ilişkilerini, gençlik yıllarını, aşklarını
ve iş hayatını birçok şeyi açık yüreklilikle yazdı.
Çapa, bizim kuşak magazincilerden bazılarıyla çok samimiydi.
İş gereği tanışıklığım var, ama geçmişini ve iç dünyasını
bilecek kadar tanımadığım biri. O nedenle kitap sayesinde
bilmediğim birçok yönünü öğrendim ve şaşırdım.
Düne kadar biri bana, “İzzet Çapa, şarkıcı Sema Heper’le evliyken
kıskançlık yüzünden onu hastanelik edecek kadar dövmüştü” dese
inanmazdım.
O yüzden bu olayı yazdığı bölümü şaşkınlıkla okudum. O olayın
ardından aldığı kararı da şöyle açıkladı:
“O gün tövbe ettim bir daha kadınlara el kaldırmaya. Sözümü de
tuttum. Belki de zamanında yediğim o halt yüzünden her zaman
kadınlara şiddet konusunda çok hassas oldum.”