Adı bir değişime uğradıktan beri bir türlü huzur yüzü görmedi bu şehir: Diyar-ı Bekir. Hep acı çekti, hep kafası karışık. Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Mavera Kulübü’nün daveti üzerine gittik. Önceliğim Diyar-ı Bekir’in Sur İçi idi. Mevsim güz, ağaçların yapraklarının sarardığı ve döküldüğü zaman. Hüzün beldesinde hüzün mevsimi de dersek yeridir. Diyar-ı Bekir’de hüzün hiç bitmez. Acı çekiyor sürekli. Diyar-ı Bekir, bir İslâm beldesi, şehri. Halid bin Velid’in oğlu Hz. Süleyman ve arkadaşları şehrin fatihidirler. Orada şöyle bir söylence de var. Efendimiz’in İstanbul için söyledikleri Diyar-ı Bekir için de geçerli. Çünkü bu şehir Bizans’ındı. Önemli olan niyet ve bakış. Şehir İslâm beldesi olduktan sonra huzur buldu yüzyıllar boyunca. Bir merkezdi, bir kültür çevresi idi.