İnsan, insan olarak yaratıldı. Diğer varlıklardan farklı. Bir
bilinci var, bakışı, iradesi ve karar verme gücü. Yaratılışı
amaçsız ve nedensiz değil. Varlık bilinci kendi konumuna göre
şekillenir, gelişir, güç kazanır.
Herkes aynı konumda değil elbette. Olmadığı için yükümlülüğü gücüne
göredir. Gücü, kişinin kişiliği, birikimi, yetileriyle belirir. Her
insan farklı mizaçta, karakterde, fiziki güçte, yetenekte. Her
insanın yapabilecekleri farklı, kiminin fazla, kiminin az. Kimi
ayrıcalıklı.
Eskilerin dönemin koşullarına göre tanımlamaları vardı. Hayır
işlemek. Hayrın da belirlemeleri vardı. Köylerin patika
yollarındaki taşları toplamak çocukların göreviydi. Onlar bu
taşları toplarken gelip geçenlerin kolayca yol yürümeleri içindi.
Bu hem insan hem hayvanlar için geçerliydi.
Yol güzergâhlarında çeşmeler yapmak. Yolcuların ve hayvanların su
gereksinimleri sağlamak için. Yol ve köprüler yapmak.
Mahir olanlar meyve ağaçlarını yetiştirir. Bunlar sadece insanlar
için değil, kuşlar ve diğer hayvanlar için de bir gereksinim.
İçinde ibadet yapılacak bir cami yapmak.
İlim sahibi iseniz öğrenci yetiştirmek.
Kişi bu hayırları yerine getirdikten sonra onun amel defteri
kapanmaz. Yeryüzünde onun iyiliklerinden var olan eserler ve
izdüşümü olduğu sürece.
Bunlar ve benzer örnekleri çok. Hayır işlemek, hayırda bulunmak.
İnsanımız birbiriyle yarışırdı. Ya da bazıları bunu kendileri için
bir yükümlülük olarak görür, girişimde bulunurdu gücü yettiği
kadar.