İnsanlık tarihinin ruh merkezi. Hz. Âdem’den beri medeniyetlerin oluş merkezi. Hemen neredeyse bütün milletlerin gönlünün ve ruhunun yöneldiği bir merkez. Hz. Âdem, İslâm milletinin ilk peygamberi. Ondan Hz. Peygamber’e kadar bütün peygamberler İslâm.
İnsanlık çatallandıkça, yolları değiştikçe insanlığın çatışması başladı. Bu çatışmalar derin izler taşıyor ta Habil ile Kabil’den beri. Bu hayır ile şerrin, iyi ile kötünün çatışmasıdır. Çatışmanın psikolojileri ve sosyolojik oluşları nedensiz değil.
Kudüs, bu anlamda en büyük zarar gören, hırpalanan, zulme uğrayan bir İslâm beldesi. Peygamberler ruhlu ve saldırıların hedefi.
Kralların, imparatorlukların ağır baskıları yüzyıllar boyu ruhlarını kararttı. Karanlık dönemleri çok ağır geçti.
Müslümanlar beldeye hâkim olduklarından en huzurlu dönemlerini yaşadı. Osmanlı Devleti’nin yıkımı Müslümanların yıkımı oldu.
İngiliz-Yahudi-Amerikan birlikteliği büyük yıkımın başlangıcı oldu. Bunlar birbirinden ayrı tutulamaz. Hıristiyan dünyayı da peşlerinden sürüklüyorlar.
Haçlı ruhluluk büyük bir oluşa dönüştü. Büyük güç, büyük olanaklar, büyük zulümler getirdi.
Yahudileri koruma adına olanca zulümlere, baskılara, vahşetlere, soykırımlara, kültür yıkıcılığına göz yumuldu ve yumuluyor.