Yolcuyuz... Uzun bir yoldan geliyoruz. Kimimiz ise yolun
başında, kimi ortasında.
Oruç ayından geçtik. Yenilendik, donandık ve yeni bir bilinç ile
bayramımızı yaptık. Bugünden sonra yeni bir yolculuk başlıyor.
Yolun başına geçiyoruz. Donanımımız, bilincimiz, aşkımız, sevdamız
ile deli divane olarak yollara düşüyoruz. Bu deli divanelik hiçbir
şeye benzemiyor. Aşk ile vecdin insanı kendinden geçirdiği bir hâl.
Hayata tutunma ve anlamlandırma, Müslüman olma bilinciyle yaşama ve
bir gelecek kurma duygusu, düşüncesi.
Müslümanların dağılmışlığı, parçalanmışlığı, bilinçsizliği,
körlüğü, sağırlığı bizim sorunumuz. Biz bizden sorumluyuz.
Birbirimizi uyarma, güç katma, yolu kesintisiz sürme çabasındayız.
Bir derdimiz var, derdimize deva arıyoruz. Sorunlarımız var
gidermeye çalışıyoruz.
Müslümanların birliği önemli. Her solukta, her durum ve anda
birbirimizi uyarmakla yükümlüyüz.
Yaşamak, örneklik, güven verme bize farzı kifaye. Biz iyi bir örnek
değilsek, hakkaniyetli, adil ve fedakâr değilsek söylenmelerimiz
boş. Hepsi uçup gider. Biz önce kendimize bakmalıyız. Öğüt vermek,
üst perdeden hitap etmek yerine, kendimiz olabilmeyi bir ilke
edinmeliyiz. Biz bir inanç ve düşünce sahibi isek bunun hakkını
vermek zorundayız. Çünkü omuzlarımızda ağır bir yük var. Bir emanet
ve yükümlülük var. Bilgi sahibi isek, kalemimize güç yetiriyor ve
yazabiliyorsak, konuşma gücümüz var ise bunları hakkıyla
yapmalıyız. Çünkü insanlık gözlerimizin içine bakıyor. Bizden umut
bekliyor. Şunu ya da bunu eleştirmek, karalamak, kınamak yerine
önce kendimize bakmalıyız. Bir şeyi yapamıyor ve sorumluluğu yerine
getiremiyorsak ve yaşamıyorsak söylenmelerimizin, atıp
tutmalarımızın hiçbir değeri olmaz.