Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almıyorlar. Bizden sonra müracaat eden ülkeler bile şu anda AB üyesi. Ama Avrupa Parlamentosu, “Türk Ordusu Afrin’den çekilsin” diye karar alıyor. Bu kararda tüm Avrupa ülkelerinin “terör örgütü” olarak tanıdığı PKK’dan hiç söz edilmiyor. Aksine “Kürt güçlerin bulunduğu” ifadesi kullanılıyor. Bir de Türkiye’nin ABD ile karşı karşıya gelmemesi gerektiği vurgulanıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu’nun teslim aldığı her YPG/PKK tesis ve barınağında Apo posterlerini ABD ve Avrupalılar görüyor ama görmezden geliyorlar. Dağlara taşlara kazınan Öcalan posterlerini dünyanın tüm ajansları gözlerinin içine sokuyor, onları da görmüyorlar. Çünkü dertleri Kürtler değil. Onların derdi; Türkiye’nin güçlenmemesi, ülkenin bölünmesi. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip güçlü bir Türkiye işlerine gelmiyor. Türkiye’nin Türkler ve Kürtlerle birlikte güçlü olduğunun farkındalar. Sömürecekleri, insanını ucuz iş gücü, madenlerini ve kaynaklarını fabrikalarında hammadde olarak kullanacakları, yeri gelince azarlayıp “höt” deyince yerine oturtacakları bir uyduya ihtiyaçları var.
***
Osmanlı Devleti’ni, cetvelle sınırlar çizip nasıl 33 ayrı devletçiğe böldüler ise Türkiye’yi de bölüp güçsüz hale getirmek istiyorlar. En yakın örneği Irak. Şu anda federal bir devlet görünümündeki Irak’ta merkezi hükümete bağlı üç ayrı özerk bölge var. İpler ise ABD ve İngiltere’nin elinde…
Batı, Türkiye’de Kürtlerin durumunu bizden daha iyi biliyor. Onların bağımsızlık derdinde olmadığının farkında. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Kürtlerden çok daha fazlasının, ülkenin büyük şehirlerinde yaşadığını da biliyorlar. Kürtlerin Avrupa’da olduğu gibi azınlık statüsünde değil, Türkiye’nin asli vatandaşları olarak tüm haklara sahip olduklarının farkındalar. Türklerle Kürtlerin etle tırnak gibi birbirine girdiğini de… Ama her fırsatta ayırmak, isyana teşvik etmek için kışkırtmaktan geri durmuyorlar. PKK’nin Marksist – Leninist bir terör örgütü olması bile onları ırgalamıyor. Türkiye’ye zarar versin de ister terörist olsun, isterse Marksist – Leninist olsun, onlar için fark etmiyor. Kürtlerle Kürtçülerin aynı olmadığının da farkındalar. Ama tüm Kürtlerin Kürtçü olduğu safsatasını yaymak için Avrupa ülkelerinin tüm sivil toplum örgütleri canhıraş çalışıyor.
***