Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’yi değil de kendisini en başından hedef koyduğu “muasır medeniyet seviyesi”ne çıkardı ve misyonunu tamamladı. Nasıl mı? İstanbul’a Canan Kaftancıoğlu isimli bir partiliyi il başkanı seçerek! Bu seçim, CHP’nin kimliğini açığa çıkarması açısından önemliydi.
İstanbul il başkanı deyip geçmeyin. Parti başkanından sonra gelen en önemli misyona sahip kişi olmalıdır. İstanbul, nüfusu ile Türkiye’nin dörtte biri gibi gözükse de üretimi, tüketimi, ekonomisi ve beyin gücü ile neredeyse Türkiye’nin lokomotifi ve itici gücüdür. Bir partinin İstanbul’a seçilecek il başkanının öncelikle iş çevreleri ile sağlıklı diyalogunun olması, ekonomiyi iyi bilmesi, halkı yakından tanıması, derneklere, vakıflara, sivil toplum kuruluşlarına yakın olması şarttır.
Peki Canan Hanım’ın böyle bir özelliği var mı? Nerdeeee, o bir tek Halkların Demokrasi Partisi’ne (HDP) yakınlığı ile biliniyor. Halklar deyince sizi yanıltmasın, HDP’lilerin halklardan anladığı Kürtler ve Türkler değil. Kürtlerin dinsiz veya din düşmanı olanları ile Ermeni ve Süryaniler’in ‘Türk ve Türkiye düşmanı’ özelliğine sahip kesimleri.
Canan Hanım da işte tam bu kafada bir kişiliğe sahip. Bu anlamda kendisinde adeta yok yok. Kendisinin milliyeti konusunda bir fikrimiz yok ama Ermenilerden çok Ermeni soykırımı yalanına inanan ve bunu savunan biri.
***
CHP hamiliğine soyunan Ahmet Hakan bile, Canan Hanım’ın İstanbul İl Başkanlığı’na seçilmesine isyan etti. Önceki gün köşesinin başlığı “Canan Kaftancıoğlu istifa etmeli ya da görevden alınmalı” şeklindeydi. Sözünü de sakınmadı: