Abdullah Gül, yeniden ısıtılıp ortak aday olarak milletin önüne sürülmek istendi. Bu operasyonda da ilerlemiş yaşına, ağarmış sakalına rağmen hırsından zerre kadar kaybetmemiş olan “Temel Karamollaoğlu” öncü rolü üstlendi. Halk arasında eşinden dolayı “İngiliz Temel” diye ünlenmiş olan Saadet Partisi’nin Başkanı, Gül’ün ortak aday olması için CHP ve İyi Parti arasında adeta mekik dokudu. Sadece Gül’ü ortak aday göstermek değil, Gül’ün AK Parti’den getireceği isimlerle iktidar partisini bölmeyi de amaçlıyordu.
Gül, kendisine altın tepside ikinci kez sunulan bu ikramdan memnundu. Kimin sunduğu ikinci plandaydı. Kurucusu olduğu partiye ihanet edecek olması bile önüne konulan ikbali engellemiyordu... Pensilvanya’dan da içinde gül kelimeleri geçen şiirler yükselmeye başlamıştı. Ancak Gül, aday olacaksa CHP’nin desteğini şart koşuyordu. Sembolik olarak yaptığı Cumhurbaşkanlığı dönemde takdirini kazandığı CHP’den ise çatlak sesler yükseliyordu. Muhalefet cephesindeki bir yazar, “Yeni CHP içindeki bazı dangalaklar, Abdullah Gül’ün çatı aday olması için çaba harcıyor iyi mi!” diye hayretini gizlemiyor, cümlesini şöyle tamamlıyordu: “Ekmek için Ekmelettin, güllaç için gül yani.”
***
Başbakan Yıldırım’ın “Proje” diye tanımladığı ve çöktüğünü söylediği Gül’ün adaylığı konusu politikayı oldukça hareketlendirdi. Meral Akşener’in ısrarla 100 bin imza ile aday olmak istemesi de bu sonuçta etkili oldu. Ancak Gül’ün ikinci kez Cumhurbaşkanlığı adaylığı yeni değildi. Kaset operasyonları ile geçmişte MHP’ye ayar vermeye çalışan, CHP’nin genel başkanını değiştiren FETÖ, AK Parti’yi de Gül üzerinden yönetmek için iki kez girişimde bulunmuş ama başarısız olmuştu. İlki Gezi olayları, ikincisi 17 – 25 Aralık operasyonlarıydı. ABD derin devleti destekli FETÖ, üçüncü operasyonunda doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef almış, 15 Temmuz’da milletin silahları ile millete ihaneti tescillenmişti. Ancak Gül hep beklemedeydi. Tüm bunları bildiği halde, Ahmet Davutoğlu gibi çıkıp mertçe bir açıklama yapamadı. Kapalı kapılar ardında kalmayı tercih etti. Muhalefetteki parti başkanları vasıtasıyla kendisine sunulan ikbali geri çevirdiğini, reddettiğini açıklayamadı bile... O, kendisini dev aynasında görüyor olsa bile, derdi, davası, projesi, gelecek tahayyülü olan bir isim değildi. Hele lider hiç değildi!
***
Gül tartışmaları ile birlikte CHP’nin İyi Parti’ye kiraladığı 15 milletvekili konusu ise ikinci planda kaldı. CHP’lilerin de içine sindiremediği, kamuoyunun “siyasi ahlaksızlık” diye nitelendirdiği, İyi Parti’nin hazine yardımı alması için planlanıp uygulanan bu olay, Gül’ün adaylığının suya düşmesinden sonra siyasetin en önemli konularından biri olacaktır.