Ali İhsan Gülcü Milat Gazetesi

Polis Kapınızı Çalarsa

15 Temmuz'un hemen sonrasıydı. Polis kapımızı çaldı. “Alt katta oturan komşunuzun evinde arama yapacağız. Siz de gözlemci olarak nezaret eder misiniz?” diye sordu. Aşağı indik. Henüz...

15 Temmuz 2017 | 812 okunma

15 Temmuz'un hemen sonrasıydı. Polis kapımızı çaldı. “Alt katta oturan komşunuzun evinde arama yapacağız. Siz de gözlemci olarak nezaret eder misiniz?” diye sordu. Aşağı indik. Henüz arama başlamamıştı ki polislerden biri öfkeyle içeriye girdi. “O telefonu kim aşağı attı” diye sordu. Evin hanımı ağlamaya başladı. Eşi ise soğukkanlı bir şekilde “O telefon değil, Wi-Fi cihazı. Yanlışlıkla elimden düştü” dedi. Polis, aramaya başlamadan önce evin çevresinde tedbir almış, birkaç kişiyi aşağıda bırakmıştı. Birazdan biri daha geldi, pencere dışına bir tablet cihazı gizlendiğini söyledi.

Tıpkı Adil Öksüz'ün GPS cihazını tuvalette saklamaya çalışması gibi onlar da telefon ve bilgisayarlarına yükledikleri programların deşifre olmasını istemiyorlardı. Ama MİT, FETÖ'nün kullandığı ByLock haberleşme programının arşivini ele geçirmişti. FETÖ'nün kendi yazılımı haline dönüştürdüğü bu programın Litvanya'daki  ‘server'ına 2015 Aralık ayında girip buradaki verileri yaklaşık bir ay süreyle sistemine indirmişti. Bu sayede Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki FETÖ'cüler belirlenmişti. Tabii ByLock kullanan FETÖ imamları da… Komşumuz da bunun için içeri alınmıştı. Polis, sıkı bir aramadan sonra tablet, bilgisayar ve telefonlara tutanakla el koydu. Parmak izi ekibini çağırıp, aşağı atılan Wi-Fi cihazını da usulüne uygun şekilde emanete aldı.

Komşumuz öğretmendi. FETÖ de yetkiyi genellikle öğretmenlere veriyordu. İzmir'deki ilk yapılanmaları öğretmenleri mankurtlaştırmakla başlamıştı. En güvenilir mankurt halkası öğretmenlerden oluşuyordu. Koskoca Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın sivil yöneticisi bir öğretmen olan Adil Öksüz'dü. O kadar temiz çalışıyordu ki, Akıncı Üssü'ndeki kamera kayıtlarında onun görüntüsü bulunamadı. FETÖ ve onun arkasındakiler için o kadar önemliydi ki, o gece Akıncılar üssü civarında yakalanan 100 kişiden 99'u tutuklanmış, bir tek Adil Öksüz kaçırılmıştı. Onunla ilgilenen tüm FETÖ üyelerinin deşifre edilip tehlikeye atılmasına karşılık… Bu kaçırma operasyonunun amacı, “ya öterse” korkusu ve bağlantılarının deşifre olma kaygısıydı.

15 Temmuz, vatanını sevenlerle, anavatan olarak ABD'yi seçenlerin mücadelesiydi. Kurşunlara aldırmadan asker kılıklı teröristlerin üzerine yürüyenlerin korkuları yoktu. Mankurtlaşıp, ruhlarını şeytana satanlar ise yenilgi ihtimalini de düşünmüşlerdi. İşlerini tasfiye etmişler, eşlerini boşamışlar yahut ABD'ye, yani anavatanlarına kaçırmışlardı. Diğer mankurtlar gibi, Adil Öksüz de darbe planının onayı için 15 Temmuz öncesi ABD'ye giderken çoluk çocuğunu da götürüp efendilerine teslim etmişti.

Darbeciler 15 Temmuz'da başarılı olamayınca ABD'li komutanlar çok üzülmüşlerdi. ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Joseph Votel, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin başarısız olmasının ardından ikili ilişkiler adına ‘endişeli' olduğunu belirterek, ABD'nin bölgedeki operasyonlarının zayıflayacağını söylemişti.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper da, “Darbe girişimi ve geri tepmesi, Türkiye'deki ulusal güvenlik aygıtının tamamını etkiledi. Bizim bazı muhataplarımız, ya tasfiye edildi ya da tutuklandılar. Şüphesiz ki bu durum ABD'nin Ortadoğu stratejisini daha güç hale getirecek" demişti. Şimdi Türkiye'yi zora sokmak için PKK / PYD'ye silah yığıyorlar. Çok değil, FETÖ gibi onları da temizlemenin zamanı geldi.  

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD piyadeliğimiz bitti 18 Ağustos 2018 | 271 Okunma ABD, neden sürekli saldırıda 11 Ağustos 2018 | 267 Okunma Rahip Brunson itirafçı olsa ya! 28 Temmuz 2018 | 232 Okunma Vesayetçi demokrasiden etkili yönetime 21 Temmuz 2018 | 3.684 Okunma Turizmin içi kültürle dolar mı? 14 Temmuz 2018 | 102 Okunma