Türkiye değişiyor. Değişim anında, günübirlik. Uzun zamana yayılmıyor. Ama bunu toplumun küçük bir kesimi fark edebiliyor. Sanırım değişim gerçekleştikten sonra uygulamaları görerek gerçek anlamda kavrayabileceğiz.
Kamuoyunun büyük beklenti içinde olduğu bedelli askerlik olayı hızla TBMM gündemine girdi. Devlete olan vergi borçlarının yapılandırılması devam ediyor. Seçimden önce uygulamaya başlanan imar affı süratli bir şekilde hayata geçiriliyor.
Doğrudan başbakana bağlı olan Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması hep konuşulmuş ama geçmişte hiçbir hükümet bunu gerçekleştirememişti. Şimdi Cumhurbaşkanı kabinesini kurduktan sonra bu işlem bir günde gerçekleşti. Sıradan bir olay gibi…
Sadece bu değişim bile, vesayetçi demokrasiye vurulmuş en büyük darbedir. Eskiden derin devlet vardı, derin devletin kırmızı kitabı vardı. Seçilmiş hiçbir siyasi iktidar bu kırmızı kitabın çizgileri dışına çıkamazdı. Şimdi devletin görünen yüzü de, görünmeyen yüzü de Cumhurbaşkanlığına yani halkın seçtiği otoriteye tabi artık.
***
Eski sistemde milletvekillerini seçer, o vekiller de ülkeyi yönetecek hükümete güvenoyu verirdi. Yeni sistemde güvenoyunu halk daha işin başında oyları ile belirlediği Cumhurbaşkanı ve onun ekibine verdi. Cumhurbaşkanı da halktan doğrudan aldığı bu yetkiyle, çalışkanlığı ve becerisine inandığı insanlardan güçlü bir ekip kurarak, yeni sisteme göre devleti yapılandırmaya, beş yıl boyunca ülkeyi yönetecek adımları atmaya başladı.