15 Temmuz hain darbe girişimi ülkede birçok kişinin maskesini indiriverdi..
Atatürkçü/Kemalist generaller, “Bu orduya, bu askeri okullara, cumhuriyet karşıtı kimse giremez” derlerken..
Bir de baktık ki..
Askeri okul sınavlarında başarılı kabul edilenlerin % 80’den fazlası FETÖ’cü imiş..
Atatürkçü’lerin, Kemalistlerin uyuduklarını..
Eğer uyumuyor idiyseler..
O zaman da..
Renk değişikliğine girerek..
ABD emri altında Atatürkçü kimlik yaptıkları eski darbelerden farklı olarak..
Dini kisveli bir kimlik ile..
Ama yine ABD’nin emri altında, “Yurtta Sulh” adı altında, FETÖ’cü olarak darbeye kalkıştıklarını görmüş olduk..
Hukuk devleti olarak bize tanıtılan, bugün dahi “Türkiye’de hukuk yok” diyerek bize sopa sallamaya kalkan batılıların, hukuk adına hiçbir dertleri olmadığını gördük.
Yoksa, Türkiye’de darbeye kalkışıp, savaş uçağı ile kendi ülkesindeki polis teşkilatının bir birimini bombalayıp, 44 polisi birden şehit eden gözü dönmüş darbecileri, ABD niye koruyup kolluyor?
Almanya niye koruyup kolluyor?..
Yunanistan, darbe sırasında başarılı olmayacaklarını anlayınca, bu devletin helikopteri ile kendilerine kaçan subayları niye koruyup kollarlar?
15 Temmuz hain darbe girişiminden çok önce, gerçek yüzlerini gösterdikleri 17 Aralık 2013 emniyet darbesi sırasında Fetullah Gülen, ABD’den istendi..
“Üç çuval belge yollamışsınız” denildi..
“Beş çuval belge yollanmış” denildi.
“Bu kadar kapsamlı bir dosya, öyle birkaç ayda sonuçlanmaz ki” dediler..
Üzerinden 8 yıl geçti..
O dosyayı bir türlü sonuçlandıramadılar..
Bu ABD, hukuk devleti öyle mi?
İadesi istenen kim?
Kağıt üstünde baktığınızda, ABD vatandaşı bile değil..
ABD’de kalan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı..
Daha ayrıntıya girersek, 1999 yılında, bir kalp muayenesi amacıyla ABD’ye giden..
Ve o tarihten sonra annesi öldüğünde, kardeşleri öldüğünde bile Türkiye’ye dönmeyen.. Cenazelerine katılmayan bir kişi..
CIA görevlisi değil ise..