1960 darbesi öncesinde, “Başbakan Adnen Menderes, üniversiteli gençleri toplatıp, kıyma makinelerine attırıyor” yalanlarını bire bir hatırlayanımız, yaşı gereği azdır ama..
2013 Gezi isyanında ortaya atılan palavra haberleri hepimiz biliyoruz..
Şunun şurasında 3 yıllık hikaye..
“Bir hamile kadın panzer altında kaldı bebeği ile birlikte öldü!” yalanı mı dersiniz..
“İşte, panzerin paletleri altında ezilerek can veren gencin sırtı” takdimi ile yayınlanan, aslında denizde bir teknenin pervaneleri ile parçalanan kişinin fotoğrafı yalanı mı dersiniz..
“Ekmek almaya giden küçük çocuğu hedef alarak vurdular” yalanı mı dersiniz..
Somut örnekleri uzatmayalım..
Bire bir biliyorsunuz.
O tahrikler altında, Türkiye’de 30’a yakın insanımızı kaybettiğimizi de biliyorsunuz..
Ali İsmail’ler..
Ethem Sarısülük’ler..
Abdullah Cömert’ler..
Mehmet Ayvalıtaş’lar..
Üç tane dış organizatör ile, FETÖ’nün derin tahrikçilerine aldandılar
Oynanan büyük oyunu göremediler..
Bir hiç uğruna..
Sokaklara çıktılar..
Ve maalesef, ne olduğunu anlamadan canlarını verdiler..
Şimdi 16 Nisan referandumu bahane edilerek, aynı çevreler, aynı oyunu tekrar sahneye koymaya çalışıyorlar..
Bin bir yalan ile..
İpe sapa gelmez palavralarla..