Bu ülkenin yönetiminde, dindarlar uzun yıllar söz sahibi olamadılar..
Seçim sandıklarında % 10-15’lerde oy alıyorlardı.
Rakipleri arasında % 50’ye ulaşan parti pek olmasa da.
% 35’lerle, % 40’larla, ülkeyi istedikleri gibi yönetiyorlardı..
Son 10 yıldır.. Dindar insanlar, AK Parti’de buluşarak, % 50 oya ulaştılar..
Hatta son atılım ile..
Son anayasa değişikliği ekseninde konuşacak olursak..
AK Parti, MHP ile de uzlaşarak, % 64’e varan bir birlikteliği oluşturdu..
% 64’lük temsil ile, anayasa değişikliğini hayata geçirmeye çalıştılar..
Ama o ne?
Birbirleri ile “su”yu bile bölüşmeyecek kadar ayrı dünyaların partileri olan CHP’si, HDP’si, SP’si ve küçük küçük diğer partileri bir araya gelip, itiraz ediyorlar:
“% 50’yi de temsil etseniz, daha fazlasını da temsil etseniz, bu değişikliği yapamazsınız.”
İyi de beyler, seçim kazanmak, daha çok oy almak, ne zamandan beri suç oldu?
Seçimi siz kazansanız, % 50 oyu siz alsanız..
AK Parti % 25 oy alsa..
Ülkeyi nasıl yöneteceğinizi, AK Parti’ye mi soracaksınız?
Ki; sizin birlikteliğinizde, en fazla oy alan % 25 ile CHP iken..
% 49 oy alan AK Parti’nin değil de, % 25 oy alan CHP’nin dediğinin olmasını nasıl isteyebiliyorsunuz?..
•
Önümüzde iki seçenek var..
Ya AK Parti-MHP uzlaşısının dediği olacak.
Ya da CHP-HDP uzlaşısının dediği olacak..
Tartışmaya dışardan bakalım..
Objektif gözle yorumlayalım..
% 64 birlikteliği temsil eden AK Parti-MHP’nin dediği mi olmalı?..
Yoksa % 38’i temsil eden CHP-HDP birlikteliğinin mi dediği olmalı?
Eğer % 38 oyu temsil edenlerin dediği olacak ise..
“Daha çok oy alan” var iken..