Gerek internette yazımın altına yapılan yorumlarda..
Gerekse maille gelen itirazlarda..
Hatırı sayılır oranda okuyucunun eleştirisi şöyle:
“Boşver Basın İlan’daki ikircikli tavırları.. Boşver RTÜK’teki dansöze sahip çıkıp, örtüye ceza verme çelişkilerini.. Sen anayasa değişikliğinden bahset! Tek adam diktatörlüğüne geçişten bahset!”
Biliyorum, eleştirilerin sahiplerinin büyük çoğunluğu Gülen grubunun adamlarıdır..
Bizi baskı altına almak istiyorlar.
Ama olsun..
Eleştiri nereden gelirse gelsin, cevaplamak gerekir.
Komplekse girmeden..
Dolduruşa gelmeden..
Etkilenmeden..
Eleştirinin kaynağını tahmin ederek..
Eleştirileri karşılamak gerekir.
•
Haydi bakalım, anayasa değişikliğinden bahsedelim.
En yoğun eleştiri ne?
“Anayasa değişikliği tüm yetkileri tek elde topluyor!”
Doğru mu bu eleştiri?
Hayır..
En baştan, usûl açısından, o iddia yanlış.
Böyle bir hedef belirlenmiş olsa, anayasanın değiştirilen maddelerinin büyük çoğunluğunun yürürlük tarihi iki yıl sonrasına niye bırakılsın?
Hele hele..
Konjonktürde neler yaşanacağı bilinmeden..
İki yıl sonraki bir seçimde başarılı olacak adaya, bu yetkiler niye verilsin?
Eğer mevcut Cumhurbaşkanı, gerçekten yetkilerin tamamını kendi elinde toplamak istiyorsa..
Yeni bir seçime gidilmeden.. Ve değişiklik kabul edilir edilmez uygulanacak bir düzenleme talep ederdi..
Mantık, bunu gerektirir..
Ama bakıyoruz..
Şu an halka sunulan anayasa değişikliğinde, yeni getirilecek maddelerin büyük bir kısmı 2019’daki seçimlerden sonra yürürlüğe girecek.