“Karargah rahatsız” başlığı kullanıldığı ilk gün itirazlarımızı yaptık.
Hürriyet anlamazlıktan geldi.
“Biz golü attık. Ağlara yolladığımız topu, artık kaleden çıkaramazsınız” demeye getirdi.
Birkaç demagoji ustasına, “Canım bu haberde ne var? Hükümete yönelik değil, tam aksine muhalefete yönelik rahatsızlıktan bahsediyor.. Anayasa değişikliğine ‘Hayır’ diyenler eleştiriliyor” dedirtince..
Sandı ki.
Ofsayttan topu ağlara gönderseler de..
Kuru gürültü çıkartıp, karambolden gol saydıracaklar..
Açıklama bile yaptılar..
“Gazetecilik” dediler..
Sandılar ki, 28 Şubat sürecinde yaptıkları gibi..
“Üst düzey askeri yetkili” mavalı ile, kamuoyunu da, savcıları da uyutacaklar..
Ancak olmadı..
Bakırköy Başsavcı Vekili Mehmet Demir soruşturmayı açtı.
En önemlisi..
Tayyip Erdoğan, anında olaya müdahil olup..
“Karargah rahatsız” ifadesinin yönlendirildiği “TSK’da başörtü serbestliği” ile ilgili konunun tarafları olan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ı bir araya getirip görüştü..
Aydın Doğan, her şeye rağmen kendisinden emindi..
Hergelesine yazdırdı: “Konuşsanıza Hulusi Paşa! Neden susuyorsunuz ki?”
28 Şubat’ta işler böyle yürüyordu çünkü..
Tam da 28 Şubat’ın yıldönümündeyiz..
“Tarih tekerrür eder” diye düşündü.
“Baskın basanındır” mantığı ile..
Hulusi Paşa’yı köşeye sıkıştırmaya kalktı..
Ama..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Pakistan’a giderken yaptığı basın toplantısında..
“ABD’de başörtülü subay var. İngiltere’de var.. % 99’u Müslüman olan bizim ülkemizde niye olmasın” diyerek, hem TSK’daki başörtü serbestliğine destek verip hem de Hürriyet’in yaptığının terbiyesizlik olduğunu net olarak ifade edince..
Aydın Doğan hergelesini hemen sattı..