Babamın vefatının üzerinden tam çeyrek asır geçmiş..
Dile kolay..
25 koca yıl..
İlk saatlerinde, koskoca adam olduğunuz halde, “Şimdi ben babamsız nasıl yaşayacağım” dediğiniz, ama sonrasında gerçeği kabullenerek geçirdiğiniz 25 yıl.
Babamın şahsında, tüm ölmüşlerimize Rahmet dileyerek..
Üç ay önce kaybettiğimiz ağabeyim Mustafa Karahasanoğlu’na rahmet dileğimle..
Kişiliğimin oluşmasında büyük katkıları olduğuna inandığım, babamın değişik kişilerin şiirlerinden, kıssalarından günlük olaylar içinde eriterek bana tüm aile bireylerine yaptığı nasihatlerden örnekler vereyim..
Babam yaşasaydı, bugün kime, ne derdi, bize aktardıklarından yola çıkarak tahminler yapayım, bu vesile ile anılarımızı tazelemiş olalım..
Her aktüel olay için, babamda bir kıssa, bir hikaye, bir şiir mutlaka var..
Nasihatleri direkt değil, aktardığı şiirin, kıssanın ana teması ile verir..
Günümüzün en çok tartışılan milliyetçilik, ülkücülük iddiasında olup, bir yerlere ulaşamayacaklarını görünce, tüm söylemlerinin zıttı hareket tarzına evrilip, yılanlara sarılmayı çare olarak gören İyi Parti’nin HDP ile aynı masaya oturmasına, rahmetli babam ne yorum yapardı?
“Geçme namert köprüsünden, koy aparsın su seni,
Yatma tilki gölgesinde, koy yesin aslan seni!”
HDP’ye minnet ederek seçim kazanma, cumhurbaşkanlığı kazanma hayalinin peşinden koşan İyi Partililer, iyi düşünmeliler..
Seçim kazanacağız diye..
Tayyip Erdoğan’ı devireceğiz diye..