Ali Karahasanoğlu Yeni Akit Gazetesi

Başkan, uçağı AK Parti’ye vasiyet etse ne olurdu?

Mustafa Kemal, halifeliğin kurtarılması için yurtdışı Müslümanlarından toplanan paraları, artık kullanılma yeri kalmadığı için İş Bankası’na sermaye olarak koymuş. Vasiyetinde de...

20 Eylül 2018 | 8.122 okunma

Mustafa Kemal, halifeliğin kurtarılması için yurtdışı Müslümanlarından toplanan paraları, artık kullanılma yeri kalmadığı için İş Bankası’na sermaye olarak koymuş.

Vasiyetinde de, para kendisinin olmadığı için, “Bu para CHP’nin olsun” demiş..

Şimdi hatırlatıyoruz..

O para, Mustafa Kemal’in kendi parası değil..

CHP’ye vasiyetin amacı, farklı partilerden birisi lehine bağış değil..

Dolayısı ile..

İş Bankası’nın % 28.9’luk CHP hissesi, Hazine’ye geçsin..

Bu teklife itiraz ediyorlar...

Yani CHP’nin haksız bir mal edinimine.. Bir gaspına onay veriyorlar..

Bunlara, aktüel bir olaydan örnek verelim..

O aktüel olaydaki “duruş noktaları”nı da kendilerine hatırlatarak, çelişkilerini yüzlerine vuralım.

Nedir o aktüel olay?

Katar şeyhinin, bir uçağını Türkiye’ye bağışlaması..

Türkiye’ye verilen uçak, Tayyip Erdoğan’ın özel mülkiyetine mi geçirildi?

Hayır..

Devletin envanterine kaydedileceği açıklandı..

Bu noktada..

1923’deki uygulama ile, bugünkü uygulama arasında dağlar kadar fark var mı?

Var..

Mustafa Kemal’in, yurtdışından devlete bağış olarak yollanan bir parayı, devlet envanterine kaydetmesi gerekirken, şu veya bu sebeple bunu yapmaması..

Tayyip Erdoğan’ın ise, Katar’dan gelen bir bağışı, devlet üzerine kaydetmesi gerçeği ile karşı karşıyayız..

Farkı, farkettik..

Yolumuza devam edelim..

Diğer farkları da hatırlatalım..

Bedelsiz uçak gönderimi ile, hilafetin kurtarılması için yollanan bağış arasında şöyle bir fark daha var..

1923’te yurtdışındaki Müslümanların topladıkları paranın, Mustafa Kemal’in şahsına verilmek istendiğini tek bir kişi dahi, iddia edebilir mi?

Edemez!

“Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti’nin tepe ismi olmasaydı, o bağış paralarının yollanmazdı” iddiasında bulunulamaz.

Tam aksine.

O bağış parası, Türkiye Cumhuriyeti’nin tepesinde Mustafa Kemal’in olması hiç dikkate alınmadan..

Başta kim olursa olsun..

“Hilafetin kurtarılması” için yollanan paralardı..

Bu gerçeğe rağmen, Mustafa Kemal o parayı, kendisi ile özdeşleşen CHP’ye vasiyet etti..

Bugün Türkiye’nin sadece % 25’inden oy alabilen CHP, o parayı alnının teri ile kazandığı bir para imiş gibi, sahipleniyor..

Peki..

Katar uçağının bedelsiz olarak Türkiye’ye verilmesi için, aynı şeyleri söyleyebilir miyiz?.

Türkiye’nin başında kim olursa olsun, o uçağın yine bedelsiz olarak verileceğini iddia edebilir miyiz?

Burada kuşkuluyum..

Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanı olmasının, uçağın Türkiye’ye bedelsiz olarak verilmesinde, çok önemli bir etken olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz..

Tabii ki, şunu söylemiyorum: 

“Tayyip Erdoğan alsın uçağı, evinin bahçesine koysun, o uçak anasının ak sütü gibi kendisine helal.. O uçak tümü ile kendisinin..”

Ama 1923’teki bağış ile..

Bugünkü Katar uçağının bedelsiz verilmesini kıyasladığımızda..

“Devlete mi yoksa şahsa mı verilmiş?” tartışmasında ihtimallerin ciddiyetini masaya yatırmak istedim..

Bu noktada..

CHP’lilere sorum şu:

“Mustafa Kemal’in yurtdışı Müslümanlarından yollanan bağış paralarını CHP’ye vasiyet etmesi hak ise..

O paranın bugün sahiplenilmesine destek veriyorsanız..

Katar uçağını Tayyip Erdoğan’ın kendi malı imiş gibi, Ak Parti’ye vasiyet etmesine de onay verir misiniz?”

Böyle olmasını istiyor değilim..

CHP’lilerin nasıl bir çıkmazda olduklarını göstermek için, bu soruyu kendilerine yöneltiyorum..

Cevabını da, CHP’li hokkabazlardan bekliyorum..

Bu vesile ile, şunu da belirtmiş olalım..

Türkiye gibi büyük bir devletin, Katar’dan bağış adı altında bir uçak almasını, ben şahsen doğru bulamam..

Ama, olay “bağış” gibi gösteriliyor olsa da..

Aslında bu “bedelsiz aktarım”ın sebebinin, Katar ile iyi ilişkiler çerçevesinde bir jest olduğu açık..

Türkiye’nin, Katar’a askeri desteğinin..

Katar’da kurulan üslerin..

Ki o üsler, emperyalist devletlerin uygulamasındaki gibi..

Sömürülecek ülkelere üs kurma mantığı ile değil..

Dolayısı ile..

Türkiye’nin Katar’ı sömürmek için orada açtığı üsler değil..

Katar’a yardımcı olmak için açtığı ve hiçbir emperyal amaç gütmeyen üsler olduğu gerçeği karşısında..

Katar da bir uçağı, jest olarak Türkiye’ye yollayıversin, yani..

CHP’lilerdeki çelişkilerini görüyor musunuz?

Tek bir olayda, ne kadar yanar döner tavırlar sergiliyorlar..

Bağış ise..

Devlete yapılmış bir bağışta..

Bir bakıyorsunuz, “Başkanın şahsi malıdır, istediğine vasiyet edebilir” diyorlar.

Mustafa Kemal’in İş Bankası hisselerini CHP’ye vasiyet etmesine onay veriyorlar..

Bir bakıyorsunuz..

Katar’dan gelen bir uçağın devlete kaydedilmesine bile itiraz edip, “Niye bedelsiz veriyor ki? Arkasında acep ne var? Yoksa bir şeyin ihalesi onlara mı verilecek?” diyorlar..

İş Bankası’ndaki, hilafetin kurtarılması için yollanan bağışların üzerine oturmayı kendilerinin onurlarını yediriyorlar..

Ama..

Katar şeyhinin, tamamen iyi ilişkiler çerçevesinde, bir uçağı Türkiye’ye bağışlamasına, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tanımlaması ile, “Türkiye’nin bu bağışı kabul etmesi, onursuz bir davranıştır” diyebiliyorlar..

CHP demek..

İşte böyle, çelişkiler yumağı demek..

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kemal, FETÖ’nün bıraktığı yerde iftiraya devam ediyor 23 Kasım 2024 | 1.863 Okunma Mahruki düşüncesini açıkladı ise, ben de açıklayayım mı? 22 Kasım 2024 | 3.725 Okunma Teğmenler, İlmiye Çığ, laiklik, ama en önemlisi Bülent Arınç! 21 Kasım 2024 | 6.225 Okunma MHP ne diyor, DEM ne anlıyor? 20 Kasım 2024 | 982 Okunma Mustafa Kemal’in askerleriyiz! 19 Kasım 2024 | 2.687 Okunma