Dolmabahçe’de polislerimizin, Kayseri’de askerlerimizin şehit edildiği patlamalar sonrasında...
“Son soru: ‘Rüzgâr eken fırtına biçer’ diyen halk deyişini duymuşluğunuz vardır değil mi?” ifadeleri ile, adeta güvenlik güçlerimizin şehit edilmesine “Oh olsun” mantığı ile bakan Aydın Engin için suç duyurusunda bulundular mı?
Hayır..
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, açıklama yapıp “Aydın Engin’in nefret yazısından niye hesap sorulmuyor” dedi mi?
Hayır.
“Madem siz hesap sormuyorsunuz, biz Barolar Birliği olarak suç duyurusu hazırlayıp, savcılığa veriyoruz” dedi mi?
Hayır.
Peki ne yaptı Metin Feyzioğlu?
Barolar Birliği’nin kamusal bütçesinden tam sayfa reklam parası çıkartıp vererek, Aydın Engin’in gazetesi Cumhuriyet’e para aktardı..
“Çok güzel haberler yapıyorsunuz. Yazılar yayınlıyorsunuz. Arkanızdayız. Kamu parası ile, size her zaman destek veriyoruz, vereceğiz” dedi..
PKK askerimizi, polisimizi şehit ettiğinde..
Tahrikçileri..
“Oh olsun”cuları besleyen Metin Feyzioğlu..
Şimdi Milli Gazete için suç duyurusu hazırlamış..
Saldırı ile ilgisiz, saldırıdan önceki bir haberi gerekçe gösterip, Milli Gazete’nin sorumlularının cezalandırılmasını istemiş.
Bu nasıl bir çelişki?