Çok değil, daha AK Parti’nin iktidara gelmesinden 6 ay önce Çapa Tıp Fakültesi’nde yaşanan olay..
Yüzlerce olayın özeti mahiyetinde idi..
Medine Bircan isimli Emekli Sandığı’ndan sağlık yardımı alması gereken yaşlı kadının karnesindeki fotoğraf gerekçe gösterilerek yüz yıl da geçse unutulmayacak bir skandal yaşanıyordu..
Çapa Tıp Fakültesi’nde, CHP zihniyetli vesayet rejiminin temsilcileri, “Başörtülü fotoğraf ile, hastanın bizim bölümümüze kaydını yapamayız” diyorlardı.
Oysa aynı hastanenin bir başka servisi, aynı hastayı, aynı karne ile bir ay önce kabul etmişti..
Öyle vicdansız bir yasak vardı ki..
Hastanenin bir servisinde yasak olmayan, diğer servisinde yasak ilan ediliyordu..
Veya..
Bir ay önce serbest olan kıyafet, fotoğraf, bir ay sonra yasak ilan ediliyordu..
Bahsettiğimiz kişi, öğrenci bile değil..
Bir hasta..
Hastanın başındaki örtüye bile tahammülü olmayan insanlardan bahsediyoruz..
Türk Tabipleri Birliği’nin, İstanbul Tabip Odası’nın seyirci kaldığı rezillikten bahsediyoruz..
Ve o yaşlı kadının karnedeki fotoğrafındaki başörtü, bilgisayarda peruk ile değiştirilerek, hastane içindeki sevk işlemi ancak tamamlanabiliyordu..
Bugün nereye geldik?
Birileri istedikleri kadar algı çalışmaları yapsınlar..
İstedikleri kadar iftiralar atsınlar..
İstedikleri yalanlarıüretsinler..
Bugün geldiğimiz nokta, dünün tam tersi değil..
“Dün mağdur idik. Bugün mağdur ediyoruz” yalanları ile, AK Parti’den kaçanların uydurdukları yalanların hiçbirinde küçücük bir doğruluk söz konusu değil..
Başı açık da, başörtülü de, hastanelerden eşit olarak yararlanıyor..
Çok daha önemlisi...
Başörtülü de, başı açık da, o üniversitelerde, o fakültelerde eşit şekilde öğrenim görüyor..
Eşit şekilde okuyabiliyorlar..
2002’de Medine Bircan haksızlığa uğradığında, belki de aynı fakültede öğretim üyesi olduğu halde, o vicdansızlığa itiraz edemeyen öğretim üyeleri..