İlginçtir, CHP 5 yıl önce Enis Berberoğlu’nu cezaevinden kurtarmak için Maltepe Mitingi’ni yapmıştı..
Şimdi ise, Canan Kaftancıoğlu’nu kurtarmak için Maltepe’de miting yaptı..
Ama bu miting tarihi, aynı zamanda, CHP’li Maltepe Belediyesi’nde rüşvet operasyonunun ertesi günü gerçekleştirilmiş oldu..
Maltepe Belediyesi’ndeki rüşvet sanıklarını da işin içine katabilirlerdi.. Hatta üç gün önce gözaltına alınıp, bir kısmı tutuklanan CHP’li Kadıköy Belediyesi’nin sanıkları için de, mitingde bir söylem geliştirebilirlerdi..
Dikkat ettim.
Ne Kadıköy’den söz açıldı..
Ne Maltepe’den..
Rüşvet isnatları için suspus olmuşlar..
Yandaş gazeteciler vasıtası ile, mitingin ne kadar coşkulu olduğunu anlatmaya çalışıyorlar..
Gözümüz kör değil..
Coşku mu vardı, yoksa tedirginlik mi, gördük, izledik, not aldık..
Neyin tedirginliği?
“Yine mi kazanamayacağız” tedirginliği..
Miting alanına dolanların gözlerinden okuyorsunuz..
“Bütün ilkelerimizi pas pas ettik. Bir önceki mitingde, meydanı inleterek ‘yargılayacağız’ dediğimiz Ahmet Davutoğlu’nu yanımıza aldık. ‘Yüce Divan’a yollayacağız’ dediğimiz Ali Babacan’ı yanımıza aldık.. İktidara gelirsek, Madımak dosyasını yeniden açıp, Temel Karamollaoğlu’nu sanık sandalyesine oturtacağımızı söylediğimiz halde şimdi onu da yanımıza aldık.. Tüm bu ilkesizliklere rağmen, acaba yine mi seçimi kaybedeceğiz” tedirginliğini, alandaki insanların gözlerinden okuyorsunuz..
Hem tedirginlik..
Hem eziklik..