Siyaset, gazetecilik bu kadar mı ayağa düştü?
CHP Genel başkanı, her şeye karşı çıkan, ama bir yandan da dindarlardan “helallik isteyen” görüntüsünde ne zaman nerede duracağını kestirmek mümkün değil..
Her yeni yalanı, eski yalanını unutturmak üzere kurgulanıyor ve servise sokuluyor..
Ciddiyeti de, mantığı da olmadığı için üzerinde durulmayan iftiraları, üzerinden bir süre geçtikten sonra, muhafazakar geçinen gazeteciler, dindar görünümlü siyasi parti yetkilileri tarafından vizyona sokuluyor.
O iftiralardan sadece birisine değineceğim..
Bu iftiranın arka planını görün, diğerlerinin de benzerliğini artık siz takdir edin..
Evet bu tür iftiraları ciddiye almaya gerek yok. Bunlarda mantık aramaya gerek yok. Cevap vermeye de gerek yok..
Ciddiye alındığı, küçücük bir mantık içerdiği, cevap verme ihtiyacı olan bir konu olduğu anlamına gelmemek kaydı ile..
Değineceğimiz algı operasyonuna karşı bazı sorularımızı yöneltelim de.
Muhataplarımız belki utanırlar..
Onlar, attıkları iftira söylemi ile, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir zarar veremezler ama..
Belki biz, onların bu net yalan ve iftiralarını yüzlerine vurarak, kendi tabanlarına bir gerçeği göstermiş oluruz..
Konu ne idi?
Barış Pınarı operasyonu.. Başlayıp başlamayacağı zaten büyük tartışmalara sebep olmuştu.
Bir kısım CHP’liler, “Ne işimiz var Suriye’de” diyorlardı..
Hükümet ise, terörün “kaynağında kurutulması gerektiği” gerekçesi ile, bu operasyonun zorunluluğuna dikkat çekiyordu..