Kasten mi yapıyorlar, bilmiyorum.
Tam da, bizleri bile kafakola alıp..
“Ergenekon yok.. Bak, kimse faili meçhulle, kim vurduya gidiyor mu? O derin patlamalar da bitti. Eğitim hakkının önündeki engeller kaldırıldı.. Kur’an kursu sayısı, okul sayısını geçmiş....Daha ne istiyorsunuz ki.. Başörtü yasağı kalkalı zaten yıllar oldu.. Yok , yok.. Hâlâ ‘Ergenekon var’ diyenlerin, aklından zoru olsa gerek” söylemine, bizi inandıracakları anda..
İçlerinden birisi çıkıp, tokatı yapıştırıyor..
Kendimize gelmemizi sağlıyor..
Bizim kendimize gelmemizi sağlayan son tokat, Danıştay 2. Daire Savcısı’ndan geldi..
Askeri okullarda öğrencilere başını örtme hakkı verilmişti ya..
“Biz bu ülkeyi, çöpte bulmadık” diye yola koyulan, her toplantısında Marks’ı, Engels’i dev poster ile anan ve kendisini Halkın Kurtuluşu Partisi olarak tanıtan halk düşmanı bir parti dava açmış..
“Başörtü serbestliği, laikliğe aykırıdır” demiş..
Danıştay 2. Dairesi de..
Hele bir savcımız konuyu incelesin..
Biz de bir karar veririz demiş..
Göndermiş dosyayı, kimliği belirsiz bir savcıya..
Yok canım..
Savcının kimliği tabii ki belli..
Ama, “Türban serbestliği kaldırılsın” diye dilekçe yazanlar..
Davayı açanlar..
Savcının ismini gizlemişler..
Niye ki acaba?
Bu devletin vazgeçilmezleri arasında sayılan laikliği korumak için, hukuka uygun bir görüş açıkladı ise..
Görevini yapmış..