Üç yıl önce idi. İçki tüketimi ile ilgili bir düzenleme yapılmak istendi..
Eski uygulamada, içki tüketimi adeta teşvik edilir gibi bir durum vardı..
Yeni düzenleme ile yapılmak istenen ise, sadece akşam 22.00’den sonra gece vakti içki satışının engellenmesi idi..
Ayrıca içkili yerlere, içki tüketimini teşvik edici abartılı reklam yapılmasının yasaklanması idi.
Ne kıyametler koptu..
Metin Feyzioğlu başta olmak üzere.. Laikçiler.. Kemalistler.. Ateistler.. CHP’liler..
Ayaklandılar..
Uyardık; “Alkol kişi özgürlüğü değildir. Alkolü alanın zararı, sadece kendisine değil, başka insanlara da.. Alkol alıp direksiyon başına geçen kişi, trafikteki herkesi tehdit eder” dedik..
Dinletemedik..
Alkollü sürücünün sebeb olduğu onlarca, yüzlerce kaza oldu ama..
Medyanın dikkatini, Sinan Çetin’in oğlu, Rüzgar Çetin’in alkollü olarak yaptığı kaza çekti..
Aslında onların derdi, alkollü kişinin yaptığı kaza değildi..
Tek dertleri vardı, bulunduğu sektörde diğer meslektaşlarının aksine, körü körüne AK Parti düşmanlığı yapmayan Sinan Çetin’i yemek..
Oğlu üzerinden, Sinan Çetin’e vurma imkanı olması..
Bunun için de. Eski “alkol özgürlüktür” iddialarının hatırlanmaması için..
Bir polis memurunun hayatını kaybettiği, bir polis memurunun yaralandığı kazanın birinci sebebinin “alkol” olduğunu hep gözlerden kaçırdılar..
Evet, Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin, kaza sırasında alkollü idi..