Öncelikle Enes Kara’nın anne babasına sabır diliyorum..
Çocuklarının iyiliği için çabaladılar.
Ama takdiri ilahi böyle imiş.
İyi bir fakülteyi kazanan Enes, sevenlerini üzdü..
Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazanmak için, gençler nasıl çalışıyorlar.. Geceleri sabah ediyorlar..
Enes de çalışmış, kazanmış..
Kimse bana, “Anne babasına rağmen kazandı” demesin.
Hatta..
“Anne babasının bağlı olduğu dini gruba rağmen kazanmıştı” demesin..
Tahminen söylüyorum.
Anne babasının bağlı olduğu dini grubun imkanları ile çalışıp, Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandı..
Ama..
Lise yıllarından itibaren kafasını kurcalayan sorulara cevap bulamamış olmalı ki..
Fakültedeki yozlaşan eğitim sisteminin oluşturduğu boşluk ile..
Ölümü seçmiş ve hayatına son verdi..
En azından, şu anki görüntü, kendi isteği ile ölüme koştuğu..
Ama Enes’in ölümü, birçok insandaki, birçok kesimdeki maskeleri indirdi.
Enes’in ailesini de, kendisini de tenzih ederim..
Ama hemen her gün, şu üniversite öğrencisinin, bu üniversite mezununun, gayrı ahlaki yaşantılar içinde iken; ya öldürüldüğüne, ya öldüğüne ya da intihar ettiğine, zaten şahit olmuyor muyuz?
Enes’in öldüğü gün, eski nişanlısı tarafından “150 bin TL nişan masrafı yaptım. Nişanı bozdun? O zaman masraflarımı öde” denilerek katledilen Avukat Dilara’nın dramı, çok tekil bir olay mı sanki?
Birisi henüz fakülte öğrencisi, diğeri yakın yıllarda fakülteyi bitirmiş, mesleğe başlamış bir genç..
İkisi de, kamuoyunda oluşturulan algıların esiri..