Unutmuş olamazsınız.
Balyoz davasında yüzden fazla general.. 200’den fazla subay..
Ergenekon davasında ise değişik mesleklerden yüzlerce isim..
Kimi emekli general, kimi emniyet müdürü, kimi eski milletvekili, kimi gazeteci, kimi profesör, kimi rektör, kimi..
FETÖ tarafından tıkılmıştı cezaevlerine..
Balyoz davasında karar kesinleşmiş, ömür boyu hapis cezaları, onlarca yıllık hapis cezaları listeye bağlanmış, sanıklar ömrünün son yıllarını hangi cezaevinde tamamlayacağının hesabını yapıyordu.
Ergenekon davasında henüz karar kesinleşmemiş olsa da..
Yüzlerce yıllık hapis cezaları kesilmiş, Yargıtay’ın iki dudağının arasında, kesinleşme an meselesi idi..
17 Aralık yaşanınca..
FETÖ’nün kirli yüzü ortaya çıkınca..
Rüzgarlar tersten esmeye başladı..
Aslında FETÖ’nün deşifre olması..
Balyozcuların ve Ergenekoncuların tamamen suçsuz olduklarını göstermezdi ki..
Ama o günkü konjonktürde..
Balyoz ve Ergenekoncuların oluşturduğu “Biz pir-ü pak idik. FETÖ bize iftira attı” algısı sonucu..
Ama özellikle, Tayyip Erdoğan’ın mücadeleyi FETÖ eksenine kaydırma kararlılığı sebebi ile..
Balyoz ve Ergenekon dosyaları yeniden değerlendirmeye alındı.
Balyozcular, Ergenekoncular, birer ikişer tahliye oldular.
Erdoğan isteseydi..
“Ergenekoncular, sütten çıkmış ak kaşık mı sanki?” der..
“Balyozcuların hiç mi suçları yoktu sanki?” der..
“Çeksinler cezalarını” diyerek..