Ülkenin yönetimini illegal yollarla ele geçirmek isteyenlere yönelik kanun hükmünde kararnamelerde, belki en fazla sevindiğim, dünkü idi..
Tamam, eline silah alıp, yönetimi değiştirmek isteyenlere karşı alınan kararlar önemli..
Zorunlu..
Ama bir de..
Eline silah falan almadan..
İçten içe toplumu çökertip.
Kof bir toplum oluşturarak..
Ülkeyi “İstediğin partiyi seçebilirsiniz. Hepsi bizim oyuncağımız oldu” noktasına getirten ahlaki yozlaşmaya yönelik dünkü kanun hükmünde kararname..
Beni çok sevindirdi..
Hemen her grubun televizyon kanalında..
Bir evlilik programı..
Gençlerin önünde, evlenme diye bir problem var ya..
Onu istismar ederek..
Sonuçta, evlenmek isteyen gençleri değil..
“Profesyonel gelin” ve “profesyonel damat” adaylarının çıktığı..
Televizyonlardaki uzman “koç”lar aracılığı ile, “nasıl konuşması, nasıl hareket etmesi gerektiği” hususunda özel dersler almaya başlayan “gelin” ve “damat”ların evlilik kavramını sulandıran sohbetleri..
Ve en sonunda aklıselim tüm seyircinin, “Aman anam-babam... Aman siz evlenmeyin.. Sakın ha evlenmeyin.. İstediğiniz ile (Allah korusun) yatın, istediğinizle kalkın.. Yeter ki evliliğin de içine etmeyin” diye fıttırtan rezil programlar..
Nihayet dün yasaklandı..
Aslında her tür yasağa karşı olan ben bile..
Bu yasağa sevindim..
Çünkü bu yozlaşmada öyle bir yoğun çalışma vardı ki..
Toplumun ahlakının bozulması için, o kadar yoğun gayret vardı ki..
Perde arkasında dönen dolapları bilmiyorsanız..
Ekranın arkasında çevirilen numaraları bilmiyorsanız..
“Sıradan bir program, kendi halinde çekiliyor.. Yayına veriliyor” sanırsınız..
Böyle olduğunda da, çözümün “yasak olmadığı” sonucuna varırsınız.
Ama ben tek bir rakam vereyim..