Bir atasözümüzle başlayalım..
“Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış!”
“Polislere sahur yasağı” haberleri çıktığında..
Açık söyleyeyim.
İnanmadım..
Mümkün değil..
Eski yıllarda, Gülen grubuna göre çok daha az “yol-yordam bilen” tutukluların tek tük şikayetleri olduğunda, hemen çözülüyordu..
Şimdi nasıl olabilir, oruç tutmak isteyene, “Sahurda size yemek yok”demek!
İnanmadım..
Ama içimden bir ses.. “Ya doğru ise? İşgüzarın teki de olsa.. Birisi bu hıyaneti hayata geçirdi ise.. Paralel polisler, paralel savcılar, şunlar bunlar.. Hangi hainliği yapmış olurlarsa olsunlar.. ‘Oruç tutmak istiyoruz’ dediklerinde, onlara sahur yemeği çıkartmamak, 17-25 Aralık’ta yapılan hıyanetin daha ağırı değil mi?” diyor ve iddianın ayrıntılarını öğrenmek için, araştırıp duruyordum..
Öyle ya..
“Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış” atasözümüzdeki gibi..
Bu paralel medya, her gün yalan söylüyor ve artık kendilerine inanasımız gelmiyor ama.
Bu sefer gerçekten, evleri yanmış ise..