En başından beri, anayasa değişikliği ile getirilmek istenen yarı başkanlık sistemi konusundaki düşüncem aynı..
“Olsa da olur. Olmasa da olur.”
Bunun devamına şunu da eklemeliyim..
“Madem yönetimdekiler böyle bir değişiklik istiyorlar.. Ayak sürtmenin de bir manası yok.. Değişikliğe ‘Evet’ demek gerekir..”
Bu açıdan baktığımızda, anayasa değişikliğini “ucunda ölüm bulunan bir zorunluluk” olarak yorumlamak mümkün değil..
Ama bu noktada da.. Yine “Yönetimdekiler bunu gerekli gördüklerine göre, ‘Hayır’ demenin de bir anlamı yok” eklemesini yapmamız gerekir..
Bu genel bakış açısından sonra..
Maddelerle ilgili somut değerlendirmeye geçelim..
Anayasada, yargı için “Bağımsız” nitelemesinden ayrıca..
Bir de “Tarafsız” desek ne olur, demesek ne olur?
“Bağımsız” deyince bağımsız oldu mu?
Yıllardır izliyoruz.
2010 öncesinde Moğultay ve Seyfi dede bağımlısı yargı..
2010-2014 arasında da FETÖ bağımlısı olarak karşımıza çıktı..
Demek ki anayasaya “Bağımsız” diye yazmakla, bir şey olmuyor..
Ama yönetimdekiler “Biz anayasadaki yargı için düzenlemede, ‘Tarafsız’ kelimesinin de eklenmesini istiyoruz” diyorlarsa..